Uçaklı Vizesiz Balkanlar ... 7 gece konaklama ( 19 - 26 Ocak 2025 )

İzmir Adnan Menderes havalimanı dış hatlar gidiş terminali acente deskinde buluşuyoruz . Sun Express Hava Yolları özel seferi ile 17:00’de İzmir’den Aktarmasız Direkt olarak Üsküp’e hareket için saat 15:00 de İzmir Adnan Menderes Havalimanında buluşuyoruz. ( Havalimanı transferini bizimle yapacak olan misafirlerimiz saat 13:30 da Kuşadası Yörük Fırını - Candan Tarhan Buv. karşısından , 14:00 de Söke tren garı Tariş Market önünden alıyoruz. )  Rahat ve konforlu bir uçuşun ardından yerel saat ile 16:25’de Üsküp havalimanına varıyoruz. Gümrük ve valiz işlemlerimizin ardından alanda bekleyen özel otobüsümüz ile Üsküp şehir merkezine doğru hareket ediyoruz. Üsküp, Makedonya'nın başkenti olmakla birlikte ülkenin en büyük kenti, ekonomik ve kültürel merkezi olma unvanlarını da elinde tutmaktadır. Şehrin ortasından geçen Vardar Nehri bölgeyi ikiye ayırmaktadır. Üsküp hakkında her şey, yerleşim bölgesi haline gelişi ile paralel olarak M.Ö. 4000'li yıllara dayanmaktadır. Geçmiş yüzyıllar boyunca çeşitli toplulukların hakimiyeti altına girmiş, çeşitli çekişmelerin ortasında kalmış olması tarihi geçmişi bağlamında Üsküp'ü ilgi çekici bir yer haline getirmektedir. Vardar Nehri yatağı üzerine kurulan Üsküp, Belgrad ile Atina'nın ortasında konumlanmıştır. Tekstil, bankacılık ve metal sanayi gibi sektörlerin gelişimi ile büyüme ivmesi oldukça artan şehrin nüfusu 2002 sayımlarına göre 700 bin civarlarındadır. 'Heykeller şehri' olarak bilinen Üsküp, 1963 yılında meydana gelen büyük bir depremle tarihi anıtlarının çoğunu kaybetmiştir. Fakat yaklaşık 40 yıl sonra hükümet, şehrin bu unvanı elinde tutabilmesi adına yeni projeleri hayata geçirmek için çeşitli adımlar atmıştır. Üsküp Kalesi önünden yürüyüş turumuza başlıyoruz. Mustafa Paşa Camii, Sulu Han, Murat Paşa Camii, Çifte Hamam, Eski Türk Çarşısı, Kapan Hanı, Davut Paşa Hamamı, Taş Köprü gibi Osmanlı yapısı eserlerini, Eski Türk Çarşısı’nı rehberimizin anlatımları eşliğinde görüp, bol, bol fotoğraf çekme şansına da sahip oluyorsunuz. Üsküp Çarsısında  vereceğimiz serbest zaman sonrasında, rehberimizin belirlediği saatte yeniden buluşmamızın ardından Üsküp’deki otelimize yerleşiyoruz. Konaklama ve Akşam yemeği Otelimizde.

Sabah otelimizde alacağımız kahvaltımızın ardından , aracımızla Belgrad'a doğru yola çıkıyoruz ( 430 km ) . Belgrad, Sırbistan'ın en büyük şehri ve başkentidir. Tarih öncesi çağlarda bile bir yerleşim yeri olarak kullanılan bu bölge, MÖ 3. yüzyılda Keltler tarafından Singidūn adıyla kurulmuştur. Stratejik konumu dolayısıyla tarih boyunca pek çok farklı kültüre ev sahipliği yapmış olan Belgrad, sanat dünyasıyla olan yakın ilişkisiyle de öne çıkmaktadır. Belgrad'ın etkileyici tarihinin en güzel yansıması bölgede bulunan ve her biri ayrı bir sanat eseri niteliğinde olan yapılarıdır. Belgrad Kalesi, Pobednik Kalesi, Aziz Sava Katedrali, Gardos Kulesi ve Aziz Mark Kilisesi gibi yapılar ise bunun en büyük örnekleridir. Sırpçada “beyaz şehir” anlamına gelen Belgrad'ı önce Parlamento, Eski Saray, Ulusal Müze, Terazi Çeşmesi gibi görkemli yapıları görerek, tarihi kenti yakından tanıyacağımız yürüyüşümüzle başlıyoruz. Eski kentin Tuna ve Sava Nehirlerinin birleşme noktasına hâkim olarak kurulmuş kalesini ziyaret ediyoruz. Saat Kule Kapı ve İstanbul iç ve dış Kapılarını, Tuna Nehri ve Sava Nehirlerinin buluştuğu noktayı, Sokullu Mehmet Paşa Çeşmesini, Damat Ali Paşa Türbesini, Askeri Açık Hava Müzesini ve Fransa’ya Şükran Anıtı’nı rehberimizin bilgilendirmeleri eşliğinde geziyoruz.Vereceğimiz serbest zamanda, isteyen Belgrad’ın “İstiklal Caddesi” tadındaki Mihailova Caddesinde gezintiler yapabilirler. Bu güzel günün sonunda Belgrad’da otelimize yerleşiyoruz.  Akşam yemeği   ve konaklama  otelimizde.

Sabah otelimizde alacağımız kahvaltımızın ardından , Saraybosna'ya doğru hareket ediyoruz. ( 295 km ) . Yol boyunca birbirinden güzel manzaralar eşliğinde ilerliyoruz. Tarihi ve kültürünün güzelliği ile kendine hayran bırakan Saraybosna, Bosna Hersek’in başkentidir. Şehir geçmişte; Roma, Slav, Avusturya-Macaristan ve Osmanlı hakimiyetine girmiştir. Modern bir şehir haline gelmesi ise 15. yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu döneminde olmuştur. Bu dönemde en iyi günlerini yaşayan Saraybosna, 415 yıl boyunca Osmanlı topraklarında yer almıştır. Farklı din ve milletlerin bir arada hoşgörü ile yaşandığı şehir, Günümüzde Saraybosna ile ilgili bilgiler arasında en önemli şey I. Dünya Savaşı’na yol açan ünlü suikast ve bu olayın gerçekleştiği Latin Köprüsü’dür. Savaşlarda ağır hasarlar alan Saraybosna, 1992 yılında gerçekleşen Sırp kuşatmasına direnişi ile adını duyurmuştur. Şehir defalarca yerle bir olsa da her seferinde küllerinden doğmayı başarmıştır. Saraybosna’ da ki yürüyüş turumuza Bosna Savaşında günlerce yanan ve milyonlarca el yazması eserin yok olduğu Eski Kütüphane, Seher Köprüsü, İnat Evi, Hünkâr Camii ve 1914’de I. Dünya Savaşının patlak vermesine sebep olan Franz Ferdinand suikastının yaşandığı Latin Köprüsü’nü görerek başlıyoruz. Eski kentin Avusturya bölümünde İsa’nın Kalbi Kilisesi, Sonsuz Ateş Anıtı, Pazar Yeri Katliamının yaşandığı Açık Pazar, Sinagog, Türk bölümünde Ferhadiye Camii, Morica Han, Gazi Hüsrev Bey Külliyesi gibi eserleri görerek gezimizi tamamlıyoruz. Saraybosna’nın sembolü olan Başçarşı’da vereceğimiz serbest zaman sonrasında otelimize geçiyoruz. Akşam yemeği ve konaklama Saraybosna’ da otelimizde.

Sabah otelimizde alacağımız kahvaltı sonrası aracımızla Mostar'a doğru yola çıkıyoruz. ( 125 km ) . Konjic üzerinden ilerlerken , Neretva Köprüsünü görüyoruz. Yugoslav Partizanların Nazi ve İtalyan birliklerine karşı efsanevi direnişine sahne olan Neretva Muharebesinin yaşandığı Jablanica’ da Alman ikmal trenlerinin geçişini engellemek için havaya uçurulduğu haliyle günümüze ulaşan Neretva Köprüsünün orada kısa bir fotoğraf molası için durduktan sonra , Balkan coğrafyasının muhteşem manzaraları eşliğinde ilerleyerek Mostar'a ulaşıyoruz.  Mostar, yaklaşık 113 bin kişilik nüfusu ile Balkanlardaki en güzel yerlerden biridir. Mostar çevresinde yer alan dağlar ve vadilerde kurulan ilk yerleşimler Antik Çağ’a kadar uzanmaktadır. Öyle ki şehre bağlı Cim ve Sutina köylerinde ilk çağlara ait kalıntılar bulunmuş ve bölgede kalıcı bir yerleşim kurulduğu tespit edilmiştir. Şehrin modern bir şekilde kuruluşu ise Ortaçağ’a kadar uzanmaktadır. O dönemlerde Mostar’da Kosaca ailesi hüküm sürmüş ve şehir ticaret ile geçinmiştir. Bunun en büyük sebebi, şehirde Neretva Nehri üzerine kurulmuş olan güçlendirilmiş geçittir. Bu geçit ve şehir; 1466 yılına gelindiğinde Osmanlılar tarafından fethedilmiş ve bölgede yeni bir dönem başlamıştır. Osmanlıların bölgede gerçekleştirildiği inşa çalışmaları sonucunda dikkatleri üzerine çeken bir yerleşim yerine dönüşmüştür. Osmanlılar 1566 yılında, eski ahşap köprü yerine döneminin eşsiz bir örneği olan Mostar Köprüsü’nü inşa etmişlerdir. 16. ve 17. yüzyıllarda ise önemli bir ticaret merkezine dönüşen Mostar, Avrupa’dan birçok tüccarın uğrak noktası olmuştur. Bu sayede ekonomisi gelişmiş ve önemi artmıştır. Bizde turumuza Neretva Nehri üzerinde bulunan, 1557’de Mimar Sinan’ın öğrencilerinden Mimar Hayreddin’in inşa ettiği, ancak 1993’de Hırvat topçu ateşiyle yıkılan, daha sonra 2004 yılında Türkiye’nin de büyük desteğiyle orijinal malzeme ve dönemin inşa teknolojisiyle yeniden yapılan, UNESCO Dünya Mirası Listesi’ndeki Mostar Köprüsü ile turumuza başlıyoruz. Eski Hamam, Sultan Selim Mescidi, Koski Mehmet Paşa Camii, Kuyumcular Çarşısı da görülerek turumuzu tamamlıyor ve Mostar’ın zengin çarşısında serbest zaman veriyoruz. Mostardan ayrılarak Blagaj'a geçiyoruz. 1465’de Osmanlıların eline geçtikten sonra muhteşem bir doğaya sahip, bu bölgede kurulan tekke Bosna’nın yerel halkı olan Boşnakların (Bosniak) hızla Müslümanlığı seçmesinde çok önemli bir rol oynamıştır. Burada alacağımız sebest zamanın ardından Trebinje deki otelimize hareket ediyoruz. Akşam yemeğimiz otelimizde. 

İsteğe Bağlı Dubrovnik Turu : Schengen vizesi ya da yeşil pasaportu olan misafirlerimizle otelde akşam yemeği aldıktan sonra, Trebinje’den ayrılıyor, kısa bir yolculuk ile Bosna Hersek–Hırvatistan Sınır Kapısına varıyoruz. Ekstra (isteğe bağlı 50 € olan bu tur yeterli sayıda katılımcı olduğu takdirde gerçekleşecektir.) Pasaport ve gümrük işlemlerimizi gerçekleştirerek Dubrovnik’e ulaşıyoruz. Eski adı Ragusa olan, Hırvatistan’ın Adriyatik sahilindeki Ortaçağdan kalma eserleri ile ünlü şehrini geziyoruz. Korunaklı bir yarımada üzerine kurulu ve etkileyici surlarıyla göz alan bu tarihi kentte, görkemli şehir surlarının ve kapılarının, Onofrio Çeşmesi, Fransisken Manastırı, 14. yüzyıldan kalma Eczane, Çan Kulesi, Orlando Heykeli, Aziz Blaise Kilisesi, Sponz Sarayı, Rektör Sarayı ve tarihi limanın görüleceği gezimizi tamamlıyoruz. Serbest zamanı takiben kentten ayrılarak,Hırvatistan – Bosna Hersek Sınır Kapısına varıyor, pasaport ve gümrük işlemlerini takiben Trebinje’yedeki otelimize dönüyoruz.

Sabah otelimizde alacağımız kahvaltımızın ardından Bosna Hersek'den ayrılarak ,  Karadağ'a geçmek için yola çıkıyoruz. UNESCO koruması altında muazzam bir Orta Çağ köyü olan Perast’a doğru yola devam ediyoruz. Sahiline bakan 2 küçük adadan birincisi bir manastır adası olup ve turistik ziyarete kapalı olan Sveti Djordje yani St. George Adası, diğeri ise insan eliyle 600 yıl önce yapılmış olan Lady of the Rocks (Kayaların Leydisi) adasıdır. Hayran kalacağınız bu güzellikleri resimlemek üzere alacağımız kısa bir fotoğraf molası sonrasında , Kotor'a doğru ilerliyoruz. Kotor’un Eski Kenti, ilk olarak MÖ 168’de adı geçen Roma dönemine kadar uzanmaktadır. Romalılar tarafından kuruluşu MÖ 168 yılına dayanan şehrin o dönemdeki adı ise Acruvium’dur. İlk olarak İliryalılar tarafından yönetilmesine karşın, Kotor’un kurucuları Romalılar olarak kabul edilmektedir. Roma İmparatorluğu’nun yıkılmasına kadar Acruvium adı altında varlık sürdüren Kotor, daha sonra Bizans egemenliği altında yönetilmiştir. 1185-1371 arası dönemde Nemanjic Hanedanı tarafından yönetilmiş ve şehre Kotor adı verilmiştir. Hanedan, Kotor’u batı ile bağlantılarını sürdürdükleri bir liman haline getirmiştir. Sırp hanedanı Nemanjic’in saltanatı sırasında ise ekonomik ve kültürel açıdan önemli bir konuma yükselmiştir. Kotor, yüzyıllar boyunca Venedikliler, Avusturyalılar, Sırplar ve Fransızlar tarafından işgal edilmiştir. Adriyatik Denizi’nde stratejik bir konuma sahip olduğu için Orta Çağ’dan itibaren tahkim edilmiştir. Eski bir Akdeniz limanı olan Kotor, Venedik döneminde inşa edilmiş surlarla çevrilidir. Yürüyüş turumuzda, birçok tarihi yapının yanı sıra Deniz Kapısı, Silah Meydanı, Tarihi Saat Kulesi, Utanç Sütunu, Beskuca Sarayı, Aziz Triphon Kilisesi, “Dedikodu” Çeşmesi, Aziz Nikola ve Aziz Luka Kiliselerini ve eski kentin önemli meydan ve malikânelerini göreceğiz. Alacağımız serbest zamanınardın Budva'ya geçiyoruz. BUDVA şehir merkezini otobüsümüzden panoramik olarak görüyor ve yolumuza güzel manzaralar eşliğinde ilerleyerek Sveti Stefan Adası’nı görebileceğimiz noktada kısa bir fotoğraf molası veriyoruz. Fotoğraf molamızın ardından İşkodra'ya doğru devam ediyoruz ve akşam yemeğimiz ve konaklamamız İşkodra'da. 

Sabah otelimizde alacağımız kahvaltımızın ardından , Arnavutluk başkenti Tiran'a doğru yola çıkıyoruz.  1614’te Süleyman Paşa tarafından imar edilen ve 1920’de Arnavutluk’un başkenti olan TİRAN’a ulaşıyoruz. 20.yüzyıl boyunca savaşlar arasında kalmış ve 40 yıl boyunca Enver Hoca’nın diktatörlük rejimini yaşamış, Balkanlar’ın dağlık ülkesi Arnavutluk’un bu gözde şehrinde Ethem Bey Camii, Tarihi Saat Kulesi, Ulusal Müze, Opera ve Bale Binası, Parlamento ve Başbakanlık Binaları, Cumhurbaşkanlığı Köşkü ve İskender Bey Heykeli ve Meydanı göreceğimiz yerler arasındadır. Turumuzu tamamlıyor ve Elbesan üzerinden Makedonya'ya geçiyoruz. Muhteşem bir doğanın içerisine bırakıyoruz kendimizi . St. Naum of Ohrid’in ilk inşası Aziz Naum tarafından, günümüzdekiyle aynı arazide, 905 yılında tamamlanmıştır. Bu manastır 11-13 yüzyılları arasında yıkılmış, 16. yüzyılda ise günümüzdeki çok kubbeli Bizans yapısı olarak inşa edilmiştir. Daha sonradan kademeli olarak restorasyon görse de son büyük restorasyonu 18. yüzyılda yapılmıştır. St. Naum Manastırı’nın merkez kilisesi incelendiğinde Kuzey Makedonya sınırları içerisinde yer alan St. John Kilisesi ve Plaoşnik ile benzerlikler gösterse de başka bir yapı ile benzerlik göstermemektedir. Bizans döneminde yapılan manastır Slav Kilise mimarisinin ilk örneklerindendir. manastırın merkezinde Kutsal Başmelekler Kilisesi yer almaktadır. Etrafında uzun selviler ve geleneksel ev yapıları olduğundan dış bölge ile irtibat halinde değildir. Kompleks ise konumu ve dış duvarlarından dolayı dışarıya karşı korunaklıdır, merkezi yapılar dışarıdan görünmez.İç taraftaki kilisesi ise ahşap oymaları ile meşhurdur. Bu ahşap oymalar çok eski olup 17-18. yüzyıllarda yapılmıştır. Makedonlar buraya “Cennetten bir köşe” diyor. Unesco tarafından koruma altına alınan bölgede yeşilin her tonunu görmeniz mümkün… Sveti Naum bölgesinde yer alan Galicica Doğal Milli Parkı’nın büyüleyici güzelliğinin keyfini çıkarırken, isteyen konuklarımız sandalla gölde geziye katılabilir veya hediyelik eşya dükkanlarında alışverişler yapabilirler. Bu keyifli turumuzun ardından Ohrid de otelimize doğru hareket ediyoruz. Akşam yemeğimizi yöresel Boşnak oyunları eşliğinde otelimizde alıyoruz. 

Sabah otelimizde alacağımız kahvaltımızın ardından Ohrid şehir merkezini gezmeye başlıyoruz. Osmanlı’nın Balkanlardaki önemli üslerinden biri olmuş, Ohridlilerin ‘‘Tanrı cenneti çamurdan yaparken, bir parça kopup Ohrid in üzerine düşmüş’’ tanımlaması ile ünlü tarihi Ohri şehrinde yürüyüş turu yapıyoruz. Roma döneminden kalma 4000 kişilik Antik Tiyatro’yu, yüksek bir tepeye kurulu ve ilk Makedon Devleti’nin kurucusu Çar Samuel’in adını taşıyan, eşsiz şehir manzarasına sahip Ohrid Kalesi’ni görüyor ve ardından  Aziz Klemeus Heykeli ve Meydanı, Ayasofya Kilisesi, Kiril Alfabesini bulan Kiril ve Methodi kardeşlerinin heykelleri,  Asırlık Çınar Ağacı, Ali Paşa Camii, Halvetiye Tekkesi, Bizans dönemi Meryemana Kilisesi, Hacı Turgut Camii görerek gezimizi tamamlıyor ve Türk Çarşısı’nda serbest zaman veriyoruz. Burada meşhur sedef - inci takılardan alışverişler yapabilirsiniz. Sonrasında Mavi İnci” adıyla bilinen ve Dünyanın en derin göllerinden biri olan Ohrid Gölünde isteyen konuklarımızla (ekstra) Tekne Turu’na katılıyoruz. Tekne turumuz sırasında “Elveda Rumeli” dizisinde “Kaymakamlık Konağı” olarak kullanılan Ohrid Başpiskoposluk Binası, Tito’nun Yazlık Konutu ve Oteller bölgesini görme şansına sahip olacaksınız. Keyifle geçen tekne turunun ardından alacağımız serbest zamanın ardından Manastır ( Bitola ) ya doğru devam ediyoruz. Yolumuz üzerinde Resne de , Reneli Niyazi'ni evinin önünde kısa bir fotoğraf molası verdikten sonra Manastır'a ulaşıyoruz. . Önce, Büyük Önder ATATÜRK’ün okuduğu Askeri İdadi’yi, (Askeri Lise) Atatürk Müzesinini ziyaret ediyoruz. Yürüyüş turumuz esnasında, Şirok Sokakta Osmanlı’dan kalan Orduevi, Eleni’nin Evi, Saat Kulesi, Pekmez Meydanı, İshakiye Camii, Yeni Camii, ünlü türküye ilham olan havuz ve çeşmeyi görerek, serbest zaman veriyoruz. Dileyen misafirlerimiz yemeklerini yiyebilir veya alışveriş yapabilir. Serbest zamanımızın ardından Üsküp'e doğru devam ediyoruz. Kalkandelen ( Tetova ) daki Alaca Cami de kısa bir mola veriyoruz. Kalkandelen şehrini ikiye bölen Pena Nehri'nin yakınında bulunan camiye, duvarlarındaki süslemelerden dolayı "Alaca Cami" adı verildi. Cami, aynı zamanda "Paşa Camisi" olarak da biliniyor. 15. yüzyılda Hurşide ve Mensure isimli kız kardeşlerin çeyiz paralarını bağışlayarak yaptırdığı rivayet edilen caminin içi ve dışı, göz alıcı işlemelerle süslü. ( Hava şartlarına göre kapalı değilse ) Fotoğraf çekimlerimizi yaptıkdan sonra Üsküp'e doğru devam ediyoruz ve otelimize yerleşiyoruz. Akşam yemeğimiz ve konaklamamız Üsküp de. 

Sabah otelimizde alacağımız keyifli kahvaltımızın ardından , bir doğa harikasına doğru ilerliyoruz. Üsküp’ün yaklaşık 15 km güney batısında, Treska Nehri’nin Vardar Nehri ile buluştuğu alanda yer alan ve Dünyanın en doğal 100 harikaları listesinde bulanan  Matka Kanyonu’na gidiyoruz. Sakinliğinin yanında, muhteşem doğasında büyüleneceğiniz Kanyon, eşsiz doğa güzellikleri ve bine yakın farklı bitki çeşidiyle saklı bir cenneti andırıyor. Bu harika doğaya sahip kanyonda, isteyen konuklarımız tekne turuna katılabilir veya kafelerinde vakit geçirebilirler. Keyifli bir kanyon gezisi sonrasında, tekrar Üsküp merkeze dönüyoruz. Verceğimiz serbest zamanda kalan aşılverişlerimizi tamamladıktan sonra , aracımızla Üsküp Havalimanına doğru hareket ediyoruz. Gerekli pasaport-chekin işlemlerinden sonra Sun Express Havayollarına  ait  saat 17:15'de direkt , aktarmasız uçuş ile İzmir Adnan Menderes Havalimanı'na hareket ediyoruz. İzmir Adnan Menderes havalimanına saat 20:35 de varışımızda bagaj işlemlerimizin ardından iyi dileklerimizle ayrılıyoruz bir daha ki KUŞADASI TOURS seyahatinde buluşmak üzere ayrılıyoruz.