1 Gün: İzmir Adnan Menderes Havalimanı - LizbonSabah saat 15:15`de İzmir Adnan Menderes Havalimanı Dış Hatlar Terminali Pegasus Kontuarı önünde buluşuyoruz. ( Havalimanı transferini bizimle yapacak olan misafirlerimizi Kuşadası Yörük Fırını ( Candan Tarhan Bul. ) önünden saat 14:00 da ; Söke tren garı Tariş Market önünden de saat 14:30 da alıyoruz. ) Check-in ve bagaj işlemlerimizin ardından saat 18:25 `de kalkış yapacak olan Pegasus Havayollarına ait Lizbon uçağımıza biniyoruz. Saat 21:15 de Lizbon Havalimanı inişinde gümrük ve valiz işlemlerimizin ardından bizi bekleyen aracımızla Lizbon’da ki otelimize doğru yola çıkıyoruz.
2 Gün: LizbonSabah otelimizde alacağımız kahvaltımızın ardından , büyülü güzellikteki Sintra şehrine doğru yola çıkıyoruz. Sintra, yemyeşil doğası, tarih kokan sokakları ve estetik mimarisiyle adeta bir masal kasabası. Bu büyüleyici kasaba, pastel tonlardaki tarihi evleri, arnavut kaldırımlı dar sokakları ve şatolarıyla sizi bambaşka bir döneme götürecek. Şehrin en önemli yapılarından biri olan Pena Sarayı’na doğru ilerliyoruz. Sislerin arasından yükselen bu renkli saray, yalnızca mimarisiyle değil, romantik ruhuyla da ziyaretçilerini etkisi altına alıyor. 19. yüzyılda Kral Ferdinand II’nin yazlık sarayı olarak restore edilen bu yapıyı gezip rehberimizin tarihi hikayelerini dinlerken, geçmişin izlerine tanıklık ediyoruz. Daha sonra, Portekiz kraliyet ailesinin yazlık rezidansı olan Sintra Kraliyet Sarayı’nı keşfediyoruz. Bu ihtişamlı yapının iç tasarımı ve detayları bizi oldukça etkilerken, çevredeki hediyelik eşya dükkanlarında seramik sanatının güzel örneklerini incelemek ve alışveriş yapmak için serbest zamanımız olacak. Ardından rotamızı Atlantik Okyanusu kıyısındaki Avrupa kıtasının en batı noktası olan Cabo da Roca’ya çeviriyoruz. 140 metre yüksekliğindeki falezlerin tepesinden dalgaların hırçın dansını izlerken, rehberimizin bölgeye dair anlattığı efsaneleri dinliyor ve bu etkileyici manzarayı ölümsüzleştirmek için fotoğraf molası veriyoruz. Sonrasında, Portekiz’in ünlü balıkçı kasabası Cascais’e doğru ilerliyoruz. Tarihi bir liman kasabası olan Cascais, renkli sahil evleri, şık kafeleri ve sahil boyu uzanan balıkçı restoranlarıyla hem keyifli bir atmosfer sunuyor hem de fotoğraf severler için harika kareler vaat ediyor. Cascais gezimiz sırasında ünlü marinasını ve bölgenin tarihi kalesini görüyoruz. Cascais’in ardından, lüks otelleri, geniş golf sahaları ve ünlü casinolarıyla bilinen Estoril bölgesini panoramik olarak keşfediyor, ardından günümüzün finalini Lizbon’un büyülü atmosferinde yapıyoruz. Lizbon şehir turumuzda ilk durağımız, coğrafi keşiflerin simgesi olan Belem Kulesi. Ardından, kaşiflerin anısına inşa edilmiş görkemli Kaşifler Anıtı ve büyüleyici mimarisiyle ünlü Jeronimos Manastırı’nı ziyaret ediyoruz. Tarihi dokusu ve zengin kültürel mirasıyla Lizbon, keşfedilecek sayısız güzellik sunuyor.Şehir turumuz sırasında Rossio Meydanı, Praca do Comercio, St. George Kalesi ve şehrin tarihi dokusunu yansıtan diğer pek çok önemli yapıyı görüyoruz. Ardından, Lizbon’un en hareketli ve lüks caddelerinden biri olan, “Lizbon’un Champs-Élysées’i” olarak bilinen Avenida da Liberdade boyunca ilerliyoruz. Bu cadde, zarif kafeleri, ünlü markaların mağazaları ve nefes kesen şehir manzaralarıyla Lizbon’un modern yüzünü keşfetmek isteyenlere eşsiz bir deneyim sunuyor. Gezimiz sırasında, dileyen misafirlerimiz serbest zamanlarını şehrin dar ve büyüleyici sokaklarında dolaşarak, yerel yaşamı daha yakından keşfedebilir. Ayrıca, Lizbon’un ünlü deniz ürünlerinden oluşan yöresel mutfağını deneyimleyebilir ya da şehrin en meşhur tatlısı olan Pastel de Nata eşliğinde kahve keyfi yapabilirsiniz. Rehberimizin belirlediği saatte yeniden buluşarak otelimize dönüş yapıyoruz. Konaklama Lizbon’daki otelimizde.
3 Gün: Lizbon - PortoSabah otelimizde alacağımız kahvaltının ardından, mistik hikayeleri ve dini önemiyle dikkat çeken Fatima şehrine doğru yola çıkıyoruz. 1917 yılında, üç köylü çocuğun Meryem Ana’yı gördüğüne dair anlatılar ve daha sonra binlerce kişinin bu olayı deneyimlediğini iddia etmesiyle ün kazanan Fatima, Katolik dünyasında önemli bir hac merkezidir. Fatima’nın ruhani atmosferini solurken, buradaki en etkileyici yapılardan biri olan Nossa Senhora do Rosario Bazilikası’nı ziyaret ediyoruz. Ardından, Portekiz’in tarihi başkentlerinden biri olan ve kültürel mirasıyla büyüleyen Coimbra şehrine doğru yola çıkıyoruz. Mondego Nehri’nin kıyısında yer alan bu tarihi şehir, ülkenin en eski üniversitesine ev sahipliği yapmasıyla bilinir. 1290 yılında kurulan Coimbra Üniversitesi, yalnızca bir eğitim merkezi değil, aynı zamanda Portekiz’in entelektüel ve sanatsal mirasının sembolüdür. 2013 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne giren bu üniversitenin kampüs alanlarını panoramik olarak görüyor, ardından şehrin kalbine doğru ilerliyoruz. Gezimiz sırasında, nehir kıyısındaki hareketli Largo da Portagem Meydanı’nı ziyaret ediyoruz. Daha sonra, tarihi dokusunu günümüze kadar koruyan ve Orta Çağ’dan kalma Rua Ferreira Borges Caddesi’nde alışveriş yapmak ve yerel lezzetleri denemek için serbest zaman sunuyoruz. Öğle yemeğinin ardından, şehrin en önemli simgelerinden biri olan Arco de Almedina (Almedina Kemeri) ve Santa Cruz Manastırı’nın yanında yer alan büyüleyici Jardim da Manga bahçelerini keşfediyoruz. Sonrasında rotamızı, Portekiz’in kuzeyinde yer alan ve Douro Nehri’nin kıyısında kurulu Porto şehrine çeviriyoruz. Porto, yalnızca şaraplarıyla değil, tarihi atmosferi ve mimari zenginlikleriyle de göz dolduruyor. Şehir turumuzda, ünlü Fransız mühendis Gustave Eiffel tarafından tasarlanan ikonik Dom Luis I Köprüsü, Douro Nehri boyunca sıralanan renkli evler ve eşsiz manzarasıyla Ribeira Semti göreceğimiz yerler arasında. Ayrıca, Porto’nun tarihi kalbinde yer alan Sao Bento Tren İstasyonu’nun mavi-beyaz seramik panolarıyla bezeli iç mekanını, şehrin önemli meydanlarından Özgürlük Meydanı’nı ve gotik detaylarıyla etkileyici San Francesco Katedrali’ni ziyaret ediyoruz. Şehir gezimizi tamamladıktan sonra rehberimizin belirlediği süre boyunca serbest zaman sunuyoruz. Dileyen misafirlerimiz, Porto’nun meşhur kafe ve restoranlarında yerel tatları deneyimleyebilir veya Douro Nehri kıyısında yürüyüş yaparak bu güzel şehri kendi gözleriyle keşfedebilir. Belirlenen saatte yeniden buluşarak otelimize dönüş yapıyoruz. Konaklama Porto’ daki otelimizde.
4 Gün: Porto - MadridSabah otelimizde alacağımız kahvaltı sonrası , Madrid'e doğru hareket ediyoruz. Yaklaşık 6 saatlik bir yolculuktan sonra ( 520 km. ) Madrid'e ulaşıyoruz. Avrupa Birliğinin 3.büyük şehri olan, tarihi anıtlarıyla, tiyatrolarıyla, müzeleriyle tarihi dokusunu modern mimarisiyle harika bir biçimde birleştirmiş Madrid şehir turumuza başlıyoruz. Kraliyet Ailesi’nin resmi ikametgâhı Kraliyet Sarayı, tarihi yapılarıyla Avrupa’nın ve İspanya’nın en önemli meydanları Plaza Mayor, Puerta Del Sol ve Plaza de Cibeles, Neptunos Alanları, Alcalas Girişi, Retrio Parkı, Atocha Tren Garı, Gran Via, Don Kişot Parkı ve dünyaca ünlü boğa güreşi arenası Las Ventas’ı rehberimizin anlatımlarıyla görüyor ve serbest zaman veriyoruz. Konaklamamız Madrid de
5 Gün: Toledo - Cordoba - SevillaSabah otelimizde alacağımız kahvaltı sonra , aracımızda yerlerimizi alıyor ve Don Kişot’un ve ünlü yazarı Cervantes’in memleketi Kastilya-La Mancha Özerk Bölgesine, İspanya ’nın bilinen ilk başkenti Toledo şehrine hareket ediyoruz. Toledo her medeniyetin diğerine gösterdiği hoşgörüden ötürü “Üç Kültürün Şehri” olarak anılıyor. Otantik mimarisinin 21. yüzyıla kadar korunarak ulaşmış olmasıyla şehrin tamamı UNESCO Dünya Mirası listesine alınmış. Lokal rehberimizin öncülüğünde yapacağımız şehir turunda göreceğimiz sembolik yapılar arasında yapımına 13. Yüzyılda gotik stilde başlanılmış ve iki asır sonra 15. Yüzyılda tamamlanmış İspanya’nın en büyük ve en önemli katedrallerinden Meryem Anaya adanmış Toledo katedrali, Müdejar mimari tarzında inşa edilmiş Santiago del Arabbal Kilisesi, Alcazar Kalesi, Endülüs Emevileri zamanında şehrin ana kapısı olarak inşa edilen Puerta de Bisagra Nueva yer alacak. Şehrin ana meydanı Plaza de Zocodover’de vereceğimiz serbest zamanda dileyen misafirlerimiz Toledo’nun ünlü Şam işi (Damasquene) ürünlerin satıldığı mağazaları gezebilirler. Şehirde vereceğimiz serbest zamanın ardından, Cordoba'ya doğru hareket ediyoruz. Guadalquivir nehrinin kuzey kıyısında, İspanya'nın güneyindeki Endülüs'teki Cordoba, 500 yıldan uzun bir süredir İslami, Musevi ve Hristiyan kültürünün ve mimarisinin bir arada bulunmasının büyüleyici bir örneğidir. Eski Romalılar tarafından kurulan şehir, 711'de Arap Emevi ordusu tarafından fethedildi ve 1236 yılına kadar Los Reyes Catolicos saltanatının altına düştüğünde Arap egemenliği altında kaldı. Günümüze kadar hayatta kalan görkemli dini ve laik yapılar inşa edildi. 10. yüzyıl boyunca, Cordoba Avrupa'nın en büyük kenti, kültür ve eğitim merkezi ile ticaret ve üretim, özellikle de deri ve tekstil merkeziydi. Cordoba da Tarihi Roma Köprüsü, Roma Kapısı, 2000 yıllık kentin en görkemli yapısı aynı zamanda Dünya’nın en büyük camilerinden olan Kurtuba Ulu Camii, eski Şehir Merkezi (Old Town), Cordoba’nın çiçek sokakları, Eski han ve Yöresel Cordoba Evleri gezip , göreceğimiz yerler. Alacağımız serbest zamanda öğle yemeğimizi de aldıktan sonra Sevilla'ya doğru hareket ediyoruz. İber Yarımadası’nın güneyinde, İspanya’nın Endülüs Özerk Bölgesi’nde bulunan Sevilla, 2 milyona varan nüfusuyla ülkenin en kalabalık dördünce şehri. Guadalquivir Nehri ve bu nehrin bir kolu olan Canal de Alfonso XIII kıyısında konumlanan şehir bölgenin endüstri ve turizm merkezi. Ortaçağ’daki İslam uygarlığının en güzel mimari yapılarını yine o dönemin Hristiyan mimarisiyle harmanlanmış şekliyle günümüze kadar başarıyla korumuş. Sevilla da ilk olarak otelimize doğru hareket ediyoruz. 2010 UNESCO Somut olmayan Kültürel Miras listesine giren, kökleri Endülüs’e dayanan Flamenko eser ve danslarıyla İspanyol kültürünü yaşayacağımız İspanyol Flamenko Gecesi ’ne katılmak isteyen misafirlerimiz ile otel lobisinde buluşuyoruz. Flamenko dansının nasıl ortaya çıktığına dair farklı görüşler olsa da İspanyol ve Endülüs Çingenelerine özgü olduğu inancı dışında, Yahudilerin, Arapların, toplum dışı bırakılmış Hristiyanların kaynaşmasıyla ortaya çıktığı görüşler arasındadır. Özellikle tutkulu, sert ve bir o kadarda romantik tarzıyla gezimize unutulmaz bir anı daha eklemek üzere, eğlence gecesine katılıyoruz. Hayranlıkla izleyeceğimiz bu muhteşem dans gösterisinin ardından , aracımızla otelimize hareket ediyoruz. Konaklama otelimizde Sevilla da
6 Gün: Sevilla - Granada - Alhamra Sarayı - Albaicin Mahallesi - Sacramento Çingene Mahallesi - Mağara EvlerSabah otelimizde alacağımız kahvaltı sonrası Sevilla şehir turumuza başlıyoruz. Plaza de Espana, Maria Luisa Parkı, Plaza America, içerisinde Kristof Kolomb (Cristof Colomb)’un mezarının yer aldığı ve dünyanın en büyük üçüncü katedrali Sevilla Katedrali’ni, Katedralin hemen yanı başında Endülüs Emevi Devleti’nin hatırasını taşıyan, katedralin üzerine inşa edildiği camiden günümüze ulaşabilen son parça, Hiralda Minaresini görüyoruz. Endülüs ve Hıristiyan ortak mimarisi ile şekillenmiş Kastilya krallarının sarayı Alcazar, Sevilla Üniversitesi’nin merkez kampüsü olarak kullanılan, eski tütün fabrikası ve günümüzde deniz müzesi olan “Torre del Oro” yani Altın Kule, bir zamanların Çingene mahallesi “Betis Mahallesi” gezeceğimiz ve göreceğimiz yerler arasındadır. Keyifle gezimizi tamaladıktan sonra Granada'ya doğru hareket ediyoruz. Granada'ya varışımızda ilk noktamız Elhamra Sarayı. İspanya'nın güneyinde, Granada şehri sınırları içinde, muhteşem bir tarihi yapı yükselir: El Hamra Sarayı. Endülüs İslam mimarisinin en parlak örneklerinden biri olarak kabul edilen El Hamra Sarayı, yüzyıllar boyunca ziyaretçileri büyülemiş ve hayranlık uyandırmıştır."Endülüs" terimi, İber Yarımadası'nın (günümüzde İspanya ve Portekiz'in büyük kısmını oluşturan) İslam hâkimiyeti altındaki dönemini ifade etmek için kullanılır. Hem mimari zarafeti hem de tarihi önemi ile El Hamra, Endülüs dönemine ait önemli bir kültürel mirastır. Sarayın iç avluları, bahçeleri ve salonları, karmaşık geometrik desenlerle süslenmiş ve çeşitli motiflerle işlenmiştir. İç mekanların süslemeleri, İslam sanatının en güzel örneklerinden biri olarak kabul edilir. Özellikle, sarayın içinde yer alan Comares Sarayı ve Leones Sarayı, muhteşem süslemeleri ve detayları bizleri büyüleyecektir. Saray gezimizin ardından , San Nikolas Tepesi, eski Arap mahallesi olan Albacin mahallesi, Morabütün Camii, şehrin ana caddesi Gran Via Caddesi, 15.yy.’da şehri fetheden kraliçenin adını taşıyan Isabel de Catholica meydanı, Granada Katedrali ve eski şehir merkezi gezeceğimiz - göreceğimiz yerler arasında .Turumuz sonrasında vereceğimiz serbest zamanın ardından dileyen misafirlerimizle Granada ’nın Çingene mahallesi Sacromonte bölgesinde geleneksel kayalara oyulmuş mağara evlerde çingeneler tarafından düzenlenen, Flamenko’nun Endülüs tarzı dans türü olan Zambra danslarını izleyeceğimiz ve geleneksel müziklerini dinleyeceğimiz rüya gibi bir gece programına dahil olacağız. Gece sonrası otele transfer ve konaklama Granada’daki otelimizd
7 Gün: Granada - ValenciaSabah otelimizde alacağımız kahvaltımızın ardından Granada'dan ayrılarak , İspanya'nın üçüncü büyük şehri olan Valencia 'ya ya doğru devam ediyoruz. M.Ö. 138 yılında Romalılar tarafından kurulmuş; köklü ve zengin tarihi kültürel zenginliklere ev sahipliği yapmakta İspanya’nın Valencia şehri savaşlarla, istilalarla bir zamanlar büyük ağır bir darbe almış olsa dahi kendi küllerinden yeniden doğarak tarihine ve köklerine sıkı sıkı sarılarak geçmişteki yaralarını sarmayı başarmış şehirlerdendir. Günümüzde eşsiz yemyeşil coğrafyası ve masmavi Akdeniz sularının kartpostallık manzaralarına ev sahipliği yapmakta olan Valencia şehri; UNESCO Dünya Mirasları Listesi’nde yer alan yapılardan, İspanya’nın en büyük ikinci sanat koleksiyonuna, Avrupa’nın en büyük kapalı pazarlarından, Avrupa’nın en ateşli festivallerine ev sahipliği yapmaktadır . El Micalet Katedrali, Arap–İslam mimarisi tarzında inşa edilmiş Boğa güreşlerinin yapıldığı Arena (Plaza de Toros de Valencia), Dela Virgen, Serranos kapıları olarak bilinen şehrin antik yapılarından Torres De Serranos ve Çan Kulesi, şehrin en ünlü meydanı Mercado Central ve Bilim Şehri Kompleksi (dışarıdan) rehberimizin bilgilendirmeleri ile göreceğimiz yerler arasındadır. Turumuzun ardından vereceğimiz serbest zaman sonrası otelimize geçiyoruz. Konaklama Valencia’da otelimizde.
8 Gün: Valencia - Girona - Figueras - Salvador Dali Müzesi - BarselonaSabah otelimizde alacağımız kahvaltının ardından Girona`ya doğru hareket ediyoruz. Katalonya`nın bir başka güzel şehri olan Girona! Adından Game of Thrones dizisinde yer alan Bravoos şehri sahneleriyle de söz ettiren Girona, çok iyi korunmuş bir Orta çağ şehri. Kendini korumuş olan bu Orta Çağ şehrinde gezmeye başlıyoruz. La seu Basilikası, Girona Katedrali, Yahudi mistisizmi Kabala`nın doğduğu, günümüze çoğu korunarak gelmiş Yahudi mahallesi, Gustave Eiffel`in tasarladığı pembe köprü Pont de les Peixateries Velles`i rehberimizin anlatımlarıyla gördükten sonra şehrin ana meydanı Plaça de la Independencia` da kahve molası alıyoruz. Bol bol fotoğraf çekimi yapabileceğimiz bu güzel şehirden ayrılarak Figueres`a doğru hareket ediyoruz. Dalí Tiyatro Müzesi, Salvador Dalí`nin inanılmaz mirasına ve sürrealizme olan bağlılığına bir saygı duruşudur. Müze, Dalí`nin kendisi tarafından kendi kendine düzenlenmiştir ve sanatçının hayranları için benzersiz bir deneyimdir. Dalí Tiyatro-Müzesi dünyadaki en büyük sürrealist objedir. Dalí`nin nihai sanatçı ifadesidir. Müze, Dalí`nin memleketi Figueres`in belediye başkanının Dalí`den kasabanın müzesine bir sanat eseri bağışlamasını istemesinin ardından ortaya çıktı. Ancak Dalí memleketinin daha iyisini hak ettiğine inandı ve bunun yerine Dalí Tiyatro-Müzesi`ni yaratmaya karar verdi. Müzeyi, İspanya İç Savaşı sırasında yıkılan kasabanın eski Belediye Tiyatrosu`nun kalıntıları üzerine inşa etti. Dalí kendini bir tiyatro sanatçısı olarak gördüğü ve orijinal tiyatronun lobisinin ilk sanat sergisine ev sahipliği yaptığı yer olduğu için konum mükemmeldi. Dalí iç mekanı ziyaretçilerin sanatçının resimlerinden birinin içindeymiş gibi hissetmeleri için dekore etti. Bazı odalarda 3 boyutlu bir etki yaratmak için tasarlanmış ve stratejik olarak yerleştirilmiş mobilyalar koydu. Müzede, bir sineğin gözüne benzemesi amaçlanan büyük şeffaf bir kubbe de dahil olmak üzere birçok simgesel özellik bulunmaktadır. Dalí`nin mahzeni de müzenin içinde yer almakta olup birçok ziyaretçinin saygılarını sunması için kullanılmaktadır. Gerçek bir hayranlık ve şaşkınlıkla gezeceğimiz bu muhteşem müzenin ardından , alacağımız kısa serbest zamanın ardından , Barselona`ya doğru hareket ediyoruz ve otelimize yerleşiyoruz.
9 Gün: Tam gün BarselonaSabah otelimizde kahvaltımızı aldıktan sonra , valizlerimizle otelimizden ayrılıyoruz. Barselona şehir turumuza başlıyoruz. Barselona, Katalonya`nın özerk topluluğunun başkentidir ve sanatı ve kültürü, çarpıcı mimarisi, birinci sınıf yemek olanakları, olağanüstü gece hayatı seçenekleri ve Akdeniz`de sayısız su aktivitesi ile ünlüdür. Barselona, yaklaşık 2.000 yıllık bir süre boyunca sayısız savaşla vahşice şekillenen karmaşık bir tarihten doğdu. Barcelona zengin kültürel mirası ile günümüzde de önemli bir kültür merkezi ve en önemli turizm merkezlerinden biridir. Özellikle UNESCO Dünya Miras Alanları olarak kabul edilen Antoni Gaudi ve Lluis Domenech Montaner`in mimari eserleri öne çıkmaktadır. İnşasına 1882 yılında başlanıp halen yapımına devam edilen ve bitmeyen katedral olarak bilinen, filmlere, romanlara konu olan Sagrada Familia, yine Gaudi`nin ünlü yapıları Casa Mila ve Casa Batllo, Amatller, Lleo Evleri, Montjuic Tepesi, Katalonya Meydanı, 100 bin kişilik kapasitesi ile Avrupa`nın en büyük, dünyanın 5. büyüğü, aynı zamanda Barselona futbol takımının stadyumu olan Camp Nou (panoramik), Marido de Colom (Kristof Kolomb Anıtı) görüyoruz. Daha sonra, Barcelona`nın en ünlü caddesi olan La Ramblas Caddesi`ne gidiyoruz. Katalonya Meydanı, kafeleri, restoranları, dükkanları ile Barcelona`nın 24 saat yaşayan caddesinde keyifli zaman geçirebilir, alışverişler yapabilirsiniz. Rehberimizin yönlendirmeleriyle Barcelona`nın en otantik bölgelerinden biri olan El Born/Gotik Mahalleleri geziyoruz. Gotik Mahalle Barselona`nın mimari açıdan zengin ve orijinalliğini korumuş en eski semtidir. Barri Gotic`te bulunan mahalle duvarlarının çoğu 19. ve 20. yüzyılın başlarına dayanmakta olup, birçok Roma ve Orta çağ kalıntıları içermektedir. Tarihi atmosferinde ve Labirent sokaklarında dolaşırken, görkemli Barcelona Katedralini görecek ve büyüleyici mimarisine hayran kalacaksınız. Ardından, Avrupa`nın en büyük Barcelona Limanının marinasında oturarak manzaraya karşı kahve içebilir, marina içinde bulunan mağazalarda alışveriş yapabilirsiniz. Zamanımızın sona ermesinin ardından aracımızda yerlerimizi alıyor ve havaalanına hareket ediyoruz. İzmir için ,yerel saat ile 22:40`ta hareket edecek olan SunExpress Hava Yolları XQ 895 sefer sayılı uçağımıza binmek üzere bagaj, pasaport ve check-in işlemlerimizi gerçekleştirerek, uçağımızda yerlerimizi alıyoruz. İzmir Adnan Menderes Havalimanına yerel saat ile Saat 02:50 de varıyoruz. Gümrük ve valiz alımlarımızdan sonra , bir dahaki KUŞADASI TOURS seyahatinde buluşmak üzere iyi dileklerimizle ayrılıyoruz.