İzmir Havalimanında dışhatlar bölümünde saat 10:00 da buluşarak ( Bizimle Havalimanı transferini yapacak olan misafirlerimizi saat 08:15 de Kuşadası Yörük Fırını Candan Tarhan bul. karşısından, 08:45 de de Söke tren Garı önünden alıyoruz ) Sun Express Havayollarına ait 12:10 da Stuttgard için  kalkış yapacak olan uçağımıza C.IN işlemlerimizi yaptırdıkdan sonra , saat 13:15 de Stuttgard da oluyoruz. Stuttgart, Güneybatı Almanyaşehirlerinden biridir ve Baden-Württemberg bölgesinin başkentidir. Şehir resmi kayıtlara göre 13. Yüzyılda kurulmuş olmasına rağmen, geçmişi Roma İmparatorluğu`na kadar uzanır. Bugün Stuttgart, kozmopolit doğası, eşsiz mimari dokusu ve kültürel mirasının yanı sıra bir üretim merkezi ile tanınmaktadır. Havalimanında bizi bekleyen aracımızla buluşup , Baden Baden`e gidiyoruz. Baden-Baden`in Almanya`daki en popüler tatil yeri olduğunu söylemek abartı olmayacak. Zengin tarih ve pitoresk doğanın yanı sıra şehir, balneolojik kompleksleriyle ünlüdür.İsminin minik bir hikayesi var. Avusturya`da bulunan Baden şehriyle karıştırılmaması için şehrin ismi sonradan Baden-Baden olarak değiştirilmiş.Avrupa`nın en meşhur kumarhanesi bu şehirde bulunuyor. Hatta Ünlü Rus yazar Dostoyevski`nin meşhur "Kumarbaz" isimli romanı bu şehirde geçiyor ve yazarın hayatından kesitleri de içeriyor. Sanatçılardan bahsetmişken Dostoyevski gibi Gogol ve Turgenyev gibi yazarlar, Schumann, Brahms, List, gibi önemli besteciler de hayatlarının bir kısmını bu güzel şehirde geçirmiş. Ayrıca şehrin Filarmoni Orkestrası Almanya`nın en eski orkestrasıymış. Avrupa`nın ikinci büyük opera ve konser salonu Festspielhaus da burada bulunuyor. Festsipelhaus, Rus Kilisesi, Faberge Müzesi, Kurhaus Casino görülecek yerler arasındadır. Daha sonra alacağımız serbest zamanda bol bol fotoğra çekimlerimizi yaptıkdan sonra Strazburg`a hareket ediyoruz. Yaklaşık 1 saatlik keyifli bir yolculuktan sonra varıyoruz. Strasbourg (Strazburg), Fransa`nın nüfus bakımından 7. en kalabalık kenti. Tarihi kent merkezi Grande ile 1988`den beri UNESCO Dünya Mirasları listesinde yer alıyor. 1949 yılından bu yana AB görüşmelerine ev sahipliği yapan Strasbourg`da Avrupa Konseyi, Avrupa Parlamentosu ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi bulunuyor. Bu nedenle Avrupa Birliği`nin Brüksel`den sonraki 2. önemli kenti olan Strazburg, Avrupa`nın Başkenti unvanını taşıyor. Strazburg, Fransa-Almanya sınırında bir kent. Fransa`nın kuzey batısındaki Alsace-Lorraine (Alsas-Loren) Eyaleti`nin ve Bas-Rhin bölümünün başkenti. Ünlü Alman yazar Goethe`nin bir süre yaşadığı ve öğrencilik yaptığı şehir, Gutenberg`in matbaayı burada icat etmesiyle de ünlenmiş. Ayrıca şehir Rouget de Lisle`nın 1792 yılında Fransa milli marşı La Marseillaise`ı burada bestelemesiyle de adını duyuruyor.. Ünlü Kleber Meydanı`ndan başlayacağımız gezimizde, Notre Dame Katedrali, Strasbourg`un en güzel semti Petite France (Küçük Fransa), Rohan Sarayı, Avrupa Parlamentosu, üstü kapalı köprü, Derici Semti, 1870-1918 yılları arasında inşa edilen Alman Semti, Avrupa Konseyi ve İnsan Hakları Mahkemesi binaları göreceğimiz yerler arasındadır. Yemek ve alış-veriş için vereceğimiz serbest zamanın bitiminde otelimize yerleşiyoruz. Konaklama Mercure Mülhouse  otelimizde.

Otelimizde alacağımız kahvaltımızın ardından , otelimizden eşyalarımızı alarak aracımıza geçiyoruz ve Besançon`a doğru hareket ediyoruz.  Eski şehir Besancon, Franche-Comté bölgesinin tarihi başkenti olarak kabul edilir. Bu, Lumiere kardeşler, Victor Hugo, Jean Baptiste Fourier ve Proudhon gibi olağanüstü sanatçılar ve sanat insanlarının anavatanıdır. Burada Fransa`da ilk saat imalatçıları ortaya çıktı ve Besancon da yapay ipek yapmaya başlayan ilk İtalyan şehri oldu. Muhteşem binalar ile cömertçe dekore edilmiştir. Ziyaretçiyi yüzyıllar boyunca lütfu ve eşsizliğiyle şaşırtan tarihi ve mimari manzaralarını korumayı başarmıştır. Les Doubs nehri kıvrımlarının arasında kurulu Old Town gezimize Granvelle Palas`ın da yakınında bulunduğu eski şehir merkezinden başlıyoruz. Zaman Müzesi, Astronomic Saat, dünyaca ünlü romanlarıyla tanınmış (Sefiller, Notre Dame`ın Kamburu v.b) yazarı Victor Hugo`nun doğduğu ev ve Rivotte Kapısı(Gate) gezip görebileceğimiz yerler arasındadır. Alacağımız serbest zamanda fotoğraf çekimlerimizi yaptıkdan sonra aracımızla buluşarak Cenevre`ye doğru hareket ediyoruz. Şirin küçük kasabalarda alacağımız molalarımızla Cenevre`ye ulaşıyoruz. Konaklamamız Hilton Genova Otel.

Otelimizde alacağımız sabah kahvaltısının ardından 3 gece konaklama yapacağımız Cenevre`yi gezmeye başlıyoruz. Fransa-İsviçre sınırında, Leman Gölü`nün güneybatı ucunda kurulu bir şehir Cenevre. Leman Gölü`nden Cenevre`nin içine ve Fransa`ya doğru Rhône ve Arve nehirleri uzanıyor. Şehrin tarihi de nehirler gibi kültürlerin kesişimine, birlikte yazılmış bir hikâyeye işaret eder. İsviçre`nin en büyük ikinci şehri, İsviçre`ye has saatçilik, çakı imalatı gibi zanaatlerin de beşiği. Özellikle su götürmez kalitesiyle dünya çapında kabul görmüş saat üretimi, Cenevre`de gelişip büyüyen ve buradan dünyaya namını salmış bir zanaat. Orta Çağ`dan itibaren önemli bir ticaret şehri olan Cenevre, 16. yüzyıl Avrupasını büyük ölçüde etkilemiş olan Reform hareketinin öncülerinden John Calvin`in etkisini yoğun olarak hissetmiştir. Hatta Calvin`in getirdiği bir yasakla İsviçre saatçiliği yeşermeye ve önü alınamaz bir ilerleme kaydetmeye başlamıştır...Katı Katolik Kiliselerine karşın öğretileriyle dikkatleri üzerine toplayan John Calvin`in de aralarında bulunduğu; William Farel, Theodore de Beze ve John Knox`un 5 metre yüksekliğinde heykel Anıtı, Romanesk - gotik mimari yapıya sahip St. Pierre Katedrali, Jardin Anglais (İngiliz Bahçesi), Çiçek Saati, The Old Town (eski şehir) ve fotoğraf molası vereceğimiz Kırık Sandalye Anıtı gezeceğimiz yerlerdir. Yürüyüş turumuza, Mont Blanc Köprüsü, Masion Tavel Evi, Arsenal savaş esirleri antlaşmasının yapıldığı Belediye Binası, Büyük Tiyatro, Cenevre Konservatuarı göreceğimiz yerler arasındadır. Gezimizin devamını panoramik olarak sürdürerek, BM Binası, CERN Laboratuarı, Uluslararası Kızıl Haç ve Kızılay Müzesi, Rhone Nehri`nin ortasında Bergues köprüsüyle kıyıya bağlanan Rousseau Adası görüyoruz. Cenevre`den ayrılaral  Alplerin İncisi olan Annecy`e doğru hareket ediyoruz. Alplerin Venedik`i olarak adından söz ettiren, Fransa`nın mini mini bir şehri Annecy. Doğa ve tarihin buluştuğu, içinden ufaklı büyüklü kanallar binaların arasından geçerek Annecy`e hayat veren turkuaz rengindeki Annecy Gölü`ne bağlanıyor. Bir tarafta Alp dağları, bir tarafta etkileyici gölü ile masalsı bir yolculuk yaşatıyor. Yaşam şekli ve dokusuyla tam bir kasaba havasında. İsviçre sınırında olmasına rağmen Fransa`ya ait bir şehir olması Annecy`nin daha da harman bir mimari doku ve kültüre sahip olmasını sağlamış.  Renkli evleri, butik dükkanları, sanat galerileri, turkuaz renkli buzulumsu gölü ve Venedik misali Kanalıyla adeta bir kartpostal güzelliği ile bizi büyüleyecek Annecy`de, Old Town`u (eski şehir merkezi) gezmeye başlıyoruz. Çoğunlukla bisiklet ve motosiklet kullanılan şehirde, rehberimizin anlatım ve yönlendirmeleriyle, rengarenk çiçekleriyle Thiou Köprüsü, hapishane olarak kullanılmış olan Le Palais de İll Şatosu, Pont des Amours (aşıklar köprüsü) ve sokak müzisyenleri ile bizi etkileyecek olan yürüyüş turumuzu sürdürüyoruz. Alacağımız serbest zamanda fotoğraflarımızı çekilip , kahvelerimizi içtikden sonra Cenevre`ye doğru dönüş yapabilmek için aracımızla buluşuyoruz. Konaklama Hilton Genova  Otel.

Sabah otelimizde alacağımız kahvaltımızın ardından , aracımıza binerek İsviçre`nin nüfus bakımından 4. büyük şehri olan Lozan`a hareket ediyoruz. Leman Gölü kıyısında tarihi sarayların süslediği, Uluslararası Olimpiyat Komitesi`nin merkezinin bulunduğu, hemen dışında üzüm bağlarının uzandığı güzel bir İsviçre şehri Lozan. Türkiye Cumhuriyeti`nin kurucu belgesi sayılan antlaşmaya ev sahipliği yapmasıyla bizim için ayrı bir önem taşıyor "neutralité" kelimesinin sıkça kullanıldığı hemen dikkat çekiyor. Türkçesi "tarafsızlık" olan bu kelime, İsviçre`nin yüzyıllar içinde kazandığı,büyük önem verdiği ilkelerden biri. Anayasada dahi yer alan bu ilke, aralarında Türkiye`nin de bulunduğu birçok ülkenin taraf olduğu önemli uluslararası antlaşmaların İsviçre`de imzalanmasının da başlıca sebebi..İki ayrı önemli antlaşmaya sahne olan bina ve salonları rehberimizin anlatımlarıyla gezdikten sonra, Cenevre Gölü`nü de içine alan ve Alp eteklerine kurulu Montrö`ye (Montreux) doğru yol alıyoruz. Yaklaşık yarım saatlik seyahatimiz sonrasında UNESCO Dünya Mirası Listesi`nde yer almaya hak kazanmış, şarap bağlarıyla meşhur bu güzel şehre varışımızın ardından, turumuza başlıyoruz. Hiçbir kuşatmayla alınamayan, ancak antlaşmalarla el değiştirmiş olan Chillion Şatosu, Taş evler ve Teras Üzüm Bağları`nı rehberimizin anlatımları eşliğinde gördükten sonra, çikolata, şarap, hediyelik eşyalarından alabileceğimiz kentte keyifli bir kahve molası veriyoruz. Rehberimizin belirlediği saatte buluşmamızın ardından, Rüya gibi bir Tren yolculuğuna hazırlanıyoruz. İsviçre Alp eteklerinin unutulmaz manzaraları eşliğinde dünyaca ünlü Tren "Golden Pass" ile seyahatimize başlıyoruz. İsviçre Alplerinde Cenevre gölüne bakan ve 2.042 metre yüksekliğe sahip, ünlü Rochers de Naye dağı zirvelerine doğru nostaljik bir seyahat gerçekleştiriyoruz. Zirvede keyifli bir zaman geçirebileceğimiz dinlence merkezinde karın ve doğanın keyfini çıkarabileceğiz serbest zamanın ardından trenimizle varış noktasına geri dönerek, bizi bekleyen aracımızla otelimize geri dönüyoruz. Konaklama Ibis Annecy Centre Vieille   Otel.

Sabah otelimizde alacağımız kahvaltı sonrası , otelden rtık eşyalarımızı alarak ayrılıyoruz ve aracımıza biniyoruz ve Bern`e hareket ediyoruz. Avrupa`nın ortasında yer alan ve dünyanın en zengin ülkeleri arasında yer alan İsviçre`nin başkenti sorulduğunda birçok kişinin aklına ilk olarak Zürih ve Basel şehirleri gelmektedir. Ülkenin en büyük kentleri arasında yer alan Zürih ve Basel İsviçre`nin ekonomik ve kültürel konumu açısından önemli bir durumda bulunsalar da İsviçre`nin başkenti Bern şehridir. Tarihi asırlar öncesine dayanan Bern İsviçre`nin 170 yıldan fazladır başkentidir.1191 yılında kurulan kentin başkent olmasının en önemli nedenlerinden birisi de İsviçre parlamentosu ve hükümet merkezinin Bern kentinde yer almasıdır. Resmi olarak İsviçre`nin federal yönetim sistemi nedeniyle başkenti olmasa da yönetim merkezlerinin Bern şehrinde yer alması nedeniyle günümüzde başkent olarak görülmektedir. İsviçre`nin dünyaya en çok sattığı ürünleri arasında yer alan İsviçre çikolatalarının büyük bir bölümü bu kentte üretilmektedir. Ayrıca birçok uluslararası kuruluş ve şirketin genel merkezlerinin Bern`de yer alması nedeniyle her yıl onlarca önemli kongre, toplantı ve fuar İsviçre`nin başkenti Bern`de düzenlenmektedir. İsviçre`nin başkenti Bern`de yaşayanların büyük bir bölümü Almanca konuşurken kentte az da olsa İtalyanca ve Fransızca da konuşulmaktadır. Özellikle kentin en önemli kültürel mirası olan ve UNESCO kültür mirası listesine giren Bern Old Town (Eski Şehir) İsviçre`nin en çok turist çeken konumları arasında yer alır. Berner Münster (Bern Katedrali), Bundeshaus Parlamento Binası, dünya miras listesine eklenmiş olan Saat kulesi(Zytglogge), Aare nehrinin üzerinden geçen ünlü Nydegg Köprüsü ile Tren istasyonu arasında bulunan, 6 km uzunluğa sahip ve üzerinde tarihi çeşmelerin, heykellerin bulunduğu Kemerli Yol görebileceğimiz yerler arasındadır. Buradaki keyifli zamanın ardından Masalsı Köyleri ve Kasabalarıyla ünlü, Colmar`a hareket ediyoruz. Vosges ve Ren, Strazburg ve Mulhouse arasında, Almanya ve İsviçre`nin yakınında yer alan Colmar, iyi korunmuş tarihi kenti, sayısız mimari yapısı ve Isenheim Altarpiece ile Unterlinden gibi müzeleriyle ünlü şirin bir Fransız kasabası. Colmar, şirin sokakları, yüzlerce yıllık yarı ahşap evleri, sevimli kanalları ve yaya şehir merkezi ile büyük bir film setini andırıyor. Aynı zamanda kentin, zamanın yıkımlarından harika bir şekilde korunan tarihi merkezi, olağanüstü mirasıyla bin yıllık Avrupa tarihine büyüleyici bir bakış açısı sunuyor. Fransa`nın Alsace bölgesinde, Alsas Şarap Rotası üzerinde yer alması dolayısıyla Alsas Şarabının Başkenti olarak bilinen Colmar, kaliteli restoranlar ve yüksek kaliteli yerel ürünler satan dükkanlardan etkileyici bir gastronomi seçkisine sahip. Amerika`daki ünlü Özgürlük heykelinin tasarımcısı Bartholdi`nin Colmar doğumlu olmasından dolayı bir kopyası da burada bulunan Özgürlük Anıtını görerek başlıyoruz. Kafalar Evi (La Maison des Tetes), Pfister Evi (Maison Pfister), Unterlinden Müzesi, Bartholdi Müzesi ve Dominik Kilisesi gezilerimizi tamamlayıp , muhteşem fotoğraf kareleri elde ettikten sonra Equisheim`e doğru hareket ediyoruz. Kuzey Doğu Fransa`nın en güzel köyleri arasında gösterilen, Şarap Yolu üzerindeki yaklaşık 2.000 sakini olan Eguisheim. Bu köy, Hohlandsbourg kalesinin dört bir yanını çevreleyen sokaklarla inşa edilmiş. Dar şirin sokaklarında, ahşap pencerelerinden ve balkonlarından güzel renkli sardunyalar sarkan, birbirinden güzel ahşap evlerin arasında dolaşırken kendinizi çok mutlu ve özgür hissediyorsunuz.2003 yılından bu yana "Fransa`nın en güzel köyleri" kulübüne üye olan Eguisheim, "2013`te Fransızların favori köyü" seçilmiş. Eguisheim tepelerinin tamamı üzüm asmaları ile karşılıyor sizi. Mikro ikliminin şarap yetiştiriciliği için mükemmel özelliklere sahip olduğu biliniyor. Alsace bölgesinin kalbinde, 210 metre yükseklikte bulunan bu şarap köyü, Colmar`dan 5 km. uzaklıkta, 339 hektarlık Karaormanlar`a, Strazburg, Fribourg, Basel`e ve birçok Avrupa başkentine de çok yakın bir konumda. St.Leon Meydanından hareketle gezmeye başlıyoruz. Aziz Leon Şapeli, Saint Peter ve Saint Paul kiliseleri görebileceğimiz yerler arasındadır. Şarap imalathaneleri veya dükkanlarında yapacağımız Şarap tadımlarından sonra serbest zaman alıyoruz.Fotoğraf çekimlerimizi tamamladıktan sonra Mülhouse`a doğru hareket ediyoruz. Fransa`nın Alsace bölgesinde yer alan Mulhouse, Almanya ve İsviçre sınırına yakın, Strasbourg`dan sonra bölgenin ikinci en büyük şehri. "Fransız Manchester" lakaplı Büyük bir sanayi şehri olan Mulhouse, aynı zamanda da müzeleri ile ünlü. Old Town gezimizin ardından konaklama için otelimize geçiyoruz. Konaklamamız IBIS Strasbourg Centre Halles  Otelde.

Otelimizde alacağımız kahvaltımızın ardından , valizlerimizle otelimizden ayrılarak Basel'e doğru hareket ediyoruz. Basel nüfus bakımından İsviçre’nin 3. büyük şehri ve ülkenin 26 kantonundan Basel Stadt kantonunun başkenti. Almanya & Fransa & İsviçre üçgeninde yer alan kent, aynı zamanda ülkenin en büyük liman kenti. Müzeleri, mimarisi, festivalleri ve uluslararası üne sahip Basel Art ve Schmuckmesse gibi ticari fuarlara ev sahipliği yapması ile de adını duyuruyor. Burası aynı zamanda başarılı bir sergi ve kongre kenti. Burası Orta Çağ boyunca yoğun bir ticaret merkezi olarak gelişen bir kent. Tarih öncesinde Keltler tarafından işgal edilen şehir stratejik konumu nedeniyle Romalılar tarafından M.Ö 30 yılında askeri güçleri için merkez olarak kullanılmış. Fransa ve Almanya sınırında yer alıyor.Rönesans’la birlikte ortaya çıkan hümanizm akımının yaratıcılarından ve en büyük temsilcilerinden biri olarak bilinen Hollandalı felsefeci Erasmus’un yaşadığı ve öldüğü şehir Rönesans Dönemi’nde hareketin en büyük kentlerinden biriymiş. Basel Üniversitesi bu dönemde, 1460 yılında kurulmuş. O zamandan beri şehir İsviçre’nin gelişen iş ve ticaret merkezi olmaya devam ediyor..Ana Meydan Marktplatz, 15. Yüzyılda ticari malların Fransa'dan girişi için kullanılan Basel Spalentor (Basel Kapısı), Basel Münster (Katedral), Paper Mill müzesi, Kannenfeld Parkı ve parlak kırmızı rengiyle diğer binalardan kolayca ayırt edilebilen Basel Rathaus( Belediye Binası) görebileceğimiz yerler arasındadır. Alacağımız serbest zamanda hem yemeğimizi alıp , hemde fotoğraf çekimlerimizi tamamladıktan sonra , Basel Havalimanına doğru hareket ediyoruz. 14:25 de İzmir için kalkış yapacak olan Sun Express Havayollarına ait uçağımıza C.IN işlemlerimizi yaptıkdan sonra , 19:20 de İzmir Havalimanına iniş yapıyoruz. Valizlerimizi aldıktan sonra , bir dahaki KUŞADASI TOURS seyahatinde buluşmak üzere iyi dileklerimizle ayrılıyoruz.