1 Gün: Kuşadası - Aydın - İzmir - Çanakkale - Keşan - İpsalaAkşamüstü saat 17:30 de Kuşadası Egemed Polikliniği ; 18:00 da da Söke tren garı , 18:45 Aydın Nevzat Biçer Parkı önünden misafirlerimizi aldıktan sonra gerekli molalarımızla İzmir - Ayvalık - Burhaniye - Edremit - Çanakkale - Lapseki yol güzergahını takip ederek Lapseki`den 1915 Çanakkale Köprüsü ile Geliboluya geçiyoruz. Keşan üzerinden İpsala Sınır Kapısına ulaşıyoruz. Gümrük işlemlerimizi tamaladıktan sonra Yunanistan`a giriş yapıyoruz.
2 Gün: Kavala - SelanikSabah Nea Karvali taraflarında alacağımız kahvaltımız esnasında meşhur kurabiyelerinden de alma şansını elde edeceğiz. Bu molamızın ardından Kavala`ya hareket ediyoruz. 1923 yılındaki mübadelede, Kapadokya`da yaşayan yaklaşık 25 bin Rum, Yunanistan`ın sahil kenti Kavala`ya yerleştirilmiş. Buradaki Müslümanlar ise Kapadokya dahil Anadolu`nun farklı ilçelerine göçmüş.Kavala`ya adımınızı attığınız andan itibaren, tarihi sokaklarda Osmanlı döneminin izlerini sürmeye başlıyorsunuz. Nikolai Kilisesi, 1530`da İbrahim Paşa adına Kanuni Sultan Süleyman`ın yaptırdığı cami, 1820`de Mısır Valisi Kavalalı Mehmet Ali Paşa`nın yaptırdığı külliye , kale ,Kavalalı Mehmet Ali Paşa`nın evi gezeceğimiz yerler arasında. Kavala gezimizin ardından , Selanik`e doğru devam ediyoruz. Atatürk Evi , Aziz Dimitri Kilisesi , Rotonda , Aristotoles Meydanı gezilerimizin ardından alacağımız serbest zamanda çarşılarını gezerek , sahilinde yürüyüş yaparak zaman geçirebiliriz. Sonra aracımızla buluşurak otelimize hareket ediyoruz. Akşam yemeği ve konaklama otelimizde. Dileyen misafirlerimizle , akşam Yunan tavernasına gidebilir.
3 Gün: BelgradOtelimizde alacağımız sabah kahvaltımızın ardından Belgrad`a doğru hareket ediyoruz. Makedonya üzerinden Sırbistan`a geçiyoruz ve Sırbistan`nın başkenti olan Belgrad`a geliyoruz. Deniz seviyesinden 116,75 metre yukarıda bulunan Belgrad, Tuna ve Sava nehirlerinin kesişme noktasında bulunur.Çok eski zamanlardan beri insanlar stratejik bir savunma bölgesi olmasından dolayı Sava ve Danube nehirlerinin birleştiği bu bölgede yaşadılar. Kelt kabileleri tarafından keşfedilen Belgrad, 878`den bu yana çok sayıda mücadeleye sahne oldu. İlk olarak İskoçlar, sonra Romalılar işgal etti. Pek çok kez yıkılıp yeniden inşa edildi.Bizans, Bulgar ve Macarlar arasında el değiştirse de on dördüncü yüzyılda Sırp Krallığı`nın başkenti oldu. II. Murat ve Fatih Sultan Mehmet döneminde kuşatılan Belgrad, 1521`de Kanuni Sultan Süleyman tarafından Osmanlı topraklarına katıldı. Çok sayıda medeniyete ev sahipliği yaparak günümüzde kültür, eğitim, ekonomi ve bilim konusunda kendini geliştirmiş bir kent.
Eski Doğu blokunun en gelişmiş ülkesi Yugoslavya`nın dağılmasından önceki 49 yıllık başkenti olarak, diğer Doğu Avrupa ülkelerinden farklı bir konumda bulunuyordu.Şehrin ana meydanı görevi gören Cumhuriyet Meydanı (Trg Republike Beograd), Belgradlıların buluşmak için en çok kullandıkları yer. Bir zamanlar Belgrad Hisarının ana girişi meşhur Stambol Kapısının bulunduğu meydan Belgradlıları izlemek için şahane. 1869`da inşa edilen Ulusal Tiyatro Binası ve Ulusal Müze ile 1882`de yapılan Prens Mihailo Anıtı`nın yer aldığı meydanda pek çok etkinlik düzenleniyor. Knez Mihailova Caddesi, Belgrad`ın en ünlü ve hareketli caddesi. Güney Doğu Avrupa`nın en güzel yaya caddelerinden biri olarak Belgradlıların buluşma noktası. Şehrin büyük caddelerinden Terazije`den Kalemegdan Parkına ve kaleye en kısa yol olduğundan 850 metrelik caddede hergün binlerce insan dolaşıyor. İsmini modern Sırbistan`ın en aydın devlet büyüğü ve Prens Milos`un en genç oğlundan almış. Caddedeki yapıların çoğu on dokuzuncu yüzyıl tarihli. Caddede ve yan sokaklarda çok hoş mekanlar var.Sava Nehrinin Danube`ye bağlandığı noktada, tepede yer alan Kalemegdan (Belgrad Kalesi) Romalılar tarafından birinci yüzyılın sonlarında yapılmış. Döneminde ele geçirilmesi en zor kalelerden biri olarak tasarlanmış. Yüzyıllar süren kuşatmalar, savaşlar ve fetihler sonucunda sayısız kez yıkılmış ve her seferinde yeniden inşa edilmiş. Şu anki görüntüsü ise 18. yüzyıldan kalma. Burası Belgrad gezilecek yerler listesindeki en önemli yer.Bizde önce Belgrad Öğrenci meydanında inerek Belgrad Kalesine doğru bir yürüyüş yapıyoruz ve rehberimizden bilgi aldıktan sonra Knez Mihailova Caddesinde alacağımız serbest zaman ardından akşam yemeği ve konaklama için otelimize hareket ediyoruz. Hotel Teather vb.
4 Gün: BudapeşteOtelimizde alacağımız kahvaltımızın ardından Budapeşte`ye hareket ediyoruz.Budapeşte Macaristan`ın başkenti. Berlin`den sonra Orta Avrupa`nın en büyük ikinci şehri olup, Macaristan nüfusunun beşte biri de burada yaşamaktadır. Nüfusu 2 milyonun üzerindedir. Orta Macaristan`ın kuzeyinde, Tuna Irmağı üzerindedir. Irmağın batı (sağ) kıyısındaki Buda, doğu (sol) kıyısındaki Peşte ve Buda`nın kuzeyindeki Obuda şehirlerinin 1873`te birleşmesiyle Budapeşte ismini almıştır.Kanuni Sultan Süleyman tarafından ilk olarak 1526`da fethedilen Budin ve Peşte, bir buçuk asırlık bir Türk hakimiyetinden sonra 1686`da elden çıkmıştı. Türk idaresi sırasında, Karadeniz üzerinden Tuna yoluyla İstanbul`dan nispeten kolay ulaşılan bir beylerbeyilik merkezi olduğundan kolayca Türkleşmişti. Ticaret yollarının birleştiği bir yerde bulunan Budin ve Peşte, bir taraftan zengin bir ticaret şehri görünümü alırken, burada kurulan çeşitli vakıflar bu Orta Avrupa şehrine bir Osmanlı yerleşim merkezi manzarası vermişti. 1662 yılında burayı ziyaret eden Evliya Çelebi`nin Seyahatnamesi`nde Budin ve Peşte`nin etraflı bir tasviri bulunmaktadır.Evliya Çelebi, Buda`da 25 cami, 47 mescit, 12 medrese, 16 mektep, 2 hamam, 8 kaplıca, 9 han, 1 saat kulesi ve 1 bedesten bulunduğunu bildirmektedir. Bunların çoğu bugün ayakta değildir.Sokullu Mustafa Paşanın yaptırdığı Mustafa Paşa Camii ve Türbesinin Mimar Sinan`ın eseri olduğu bilinmektedir.Budapeşte, Macaristan`ın siyaset, fikir ve iktisat merkezidir. Tuna kıyısında büyük bir liman ve Avrupa`nın kavşak noktalarından biri olmuştur. Tarihi gelişimin verdiği birikim sonucu nüfusun yarısı hizmetler sektöründe diğer kesimi de sermaye ve sanayi alanındadır.Gallert Tepesi , Parlemonta Binası , Opera Binası , Kraliyet Sarayı , Tarihi köprüleri , Kahramanlar Meydanı , Milenyum Anıtı ve Macar Kahramanlarına ait heykeller gezip göreceğimiz yerler. Rehberimizden buraları hakkında bilgi alıp hikayelerini dinledikten sonra bol bol fotoğraf çekimlerimizi yapıyoruz.Alacağımız serbest zamanda akşam yemeğimizi de ( extra ) aldıktan sonra konaklama için otelimize hareket ediyoruz Green Hotel Budapeste vb..
5 Gün: Budapeşte - Estergon - Visegrad - SzentendreOtelimizde alacağımız kahvaltımızın ardından Estergon kalesi turumuza başlıyoruz.Budapeşte'ye kadar gelmişken şanlı Estergon kalesini, ünlü alış-veriş kasabası Szentendreyi ve muhteşem manzaralı Vişegrad kasabasını görmemek oraya gitmemek elbette olmaz. Geçmişte Macarlara uzun yıllar başkentlik yapmış bu ünlü şehir ve kasabalar Osmanlı döneminde de ünlerine ün katmışlardır. Akıncıların kalesi Estergonve katedrali turumuzun sadece ufak bir başlangıcını teşkil etmekte. Bu turda hem tarih hem görsellik hemde neşenin karışımını sizlere sunmaktayız.Estergon kalesinin surlarından geniş Avrupa ovalarına baktığınızda atalarımızın hissetiği duyguları, belkide derinlerde kendinizde hissedeceksinizdir. Estergon Kalesi turu ile şehrin kenarında bir bakıma saklı durumdaki Osmanlı izlerini görecek ve harika manzaranın tatıdını çıkartabileceksiniz. Bu arada tarihi tüm detaylar size ayrıntılarıyla uzman rehberlerimiz tarafından servis edilecektir. Estergonun hemen arkasından bir zamanların en güçlü kalesi Vişegrad da ziyaret edilerek, kalenin tepesinden baktığınızda ne denli zapt edilmesi zor bir kale olduğunu anlayacaksınız. Özellikle bu turumuz bir bakıma Osmanlının ayak izlerini takip ettiğinden Macaristana gelipte yapmadan buradan ayrılmamanız gereken aktiviteler arasında yer almaktadır. İki kartal yuvası kalenin ziyaretinin ardından yorgunluğunuzu Szentendre kasabasına uğrayarak gidermek ünlü pazarını gezip alış-verişnizi tamamlamak kesinlikle çok hoşunuza gidecektir. Biz burada yemek yemenizi de tavsiye etmekteyiz. Budapeşteye yaklaşık olarak arabayla 40 dakika uzaklıkta bir mesafede olan bu küçük kasaba renkli sokakları, barok tarzındaki yapıları, hediyelik eşya dükkanları, lokantaları, Sırp ortodoks tarihi kilisesi, irili ufaklı sokak müzeleri ile mutlaka görmeniz gereken yerler arasında bulunmaktadır. Sokaklar arasına dağılmış şekliyle macar yemeklerini sunan lokal lokantalarda ünlü Macar Gulaş çorbasını denemeden buradan ayrılmamalıyız Şehrin diğer bir özelliği de kendıne has ekmeklerı ve Macar acı kırmızı biberidir.Keyifle tamamlayacağımız turumuzun ardından Budapeşte'ye dönerek Buda Kalesi'ni görüyoruz.Matthias Kilisesi ve Balıkçılar Burcunu görüp Vasi Caddesinde alacağımız serbest zamanda akşam yemeğimizi alıyoruz. Dileyen misafirlerimizle isteğe bağlı olarak Tuna Nehri tekne turumuza gidiyoruz ( 35 euro ). Muhteşem ışıklı mimariler arasında yapacağımız tekne turumuzun ardından konaklama için otelimize geçiyoruz. Konaklama GREEN HOTEL BUDAPESTE vb.
6 Gün: PragOtelimizde alacağımız kahvaltı sonrası otelimizden ayrılarak ÇEK CUMHURİYETİ'ne doğru devam ediyoruz İkinci büyük şehir olan Brno üzerinden Prag'a ulaşıyoruz..Orta Avrupa’nın en büyük ve en önemli şehirlerinden biri olan Prag, dünyanın en ünlü turizm şehirlerinden. Prag’ın böyle bir unvana sahip olmasınınsa birçok nedeni var. Öncelikle Prag, müthiş bir ortaçağ kenti. Ortaçağa tanıklık etmiş birçok şehirden farkı ise, o döneme ait kalıntıların hala işlevsel bir şekilde sanat ve estetikle harmanlanarak kullanılıyor olması. Hemen ortasından, geçen Vltava Nehri, nehri ve tüm kenti koltukları altına almış gibi duran ihtişamlı Prag Kalesi, UNESCO tarafından koruma altına alınmış efsane şehir meydanı, barok ve gotik mimarinin en ihtişamlı örnekleri olan dev katedralleri ile Prag, ölmeden önce mutlaka görülmesi gereken en güzel şehirlerden.Prag Kalesi ile turumuza başlıyoruz.Prag Kalesi, Çek Cumhuriyeti’nin en çok ziyaret edilen yerlerinden biridir. UNESCO Dünya Kültür Mirası arasında olan Prag Kalesi, Eski surların yanı sıra, görkemli Katedralleri,Kraliyet Sarayları, Kiliseleri ve Tarihi Kuleleri ile muazzam bir tarihe sahiptir. Bir zamanlar Bohemya Krallarının evi olan bu kale,günümüzde resmi başkanlık ikamet yeri olarak kullanılmaktadır. Ayrıca Prag Kalesi, Dünya’nın en büyük antik kalesi olarak Guinness Rekorlar Kitabı’na girmiş muhteşem büyüklükte bir kaledir.Kale gezimizi tamaladıktan sonra yürüyerek kent meydanına doğru iniyoruz.Eski Kraliyet Sarayı , Cumhurbaşkanlığı Sarayı , St. Vitus Kilisesi , Astronomik Saat Kulesi göreceğimiz yerler arasında. Alacağımız serbest zamanda bohemya kristilleri alışverişlerimizi yapabiliriz.İsteğe bağlı olarak dileyen misafirlerimizle extra yemekli , limitli içecekli show programlı Ortaçağ Gecesine katılabiliriz. Konaklama Hotel Aura Prag *** vb
7 Gün: Prag - Karlo Vary - PragOtelimizde alacağımız kahvaltımızın ardından Karlovy Vary'ye hareket ediyoruz.Karlovy Vary, masal dünyasından çıkmış gibi görünen şirin evleri, şehrin içinden akan nehrinin üzerindeki küçük ve sevimli köprüleri, sizi şaşırtacak derecedeki tertemiz havası, sıcak sularıyla içinizi ısıtacak, yüzünüzde sebepsiz bir gülümsemeye neden olacak küçük ama bir o kadar da sevimli bir şehir.Çek Cumhuriyeti’nin Bohemya bölgesinde bulunan Karlovy Vary, aynı zamanda kaplıcalarıyla dünya çapında ünlenmiş bir turizm kenti.’’ Kralın Banyosu’’ (Carlsbad) anlamına gelen Karlovy Vary, tarih boyunca Karl Marx, Sigmund Freud, Beethoven, Mozart ve Atatürk gibi önemli kişiler tarafından da ziyaret edilmiş. Hatta 1918 yılında Atatürk’ün tedavi amacıyla Karlovy Vary’de kaldığı Carlsbad Plaza Hotel’i ve Atatürk’ün bu otelde kaldığını gösteren levhayı da görebiliriz.Karlovy Vary merkez tarafına doğru ilerledikçe neden Karlovy Vary’e gelmeniz gerektiğini bir kez daha anlayacaksınız. Nehrin iki kenarına sıralanmış rengarenk evleri, havadaki pus ve sıcak suların buharıyla birleşince bir tabloyu ya da bir masal şehrini andıran manzaralar çıkaracak karşımıza. Çek porseleninin dünyaca ününü duymayanımız yoktur. Karlovy Vary’de de her yerde karşımıza bu porselenler çıkacaktır.Dileyen misafirlerimiz alışverişlerini yaptıkdan sonra Prag şehir merkezine geri dönüyoruz. İsteğe bağlı olarak dileyen misafirlerimizle Yemekli , limitli içkili Vltava Nehir Tekne turuna çıkabiliriz. Akşam konaklama otelimizde
8 Gün: Prag - Jihlova - Znoima - ViyanaOtelimizde alacağımız kahvaltımızın ardından otelimizden ayrılıyoruz ve Çek Cumhuriyetinden ayrılmak üzere yola çıkıyoruz ve yönümüzü Avusturya`ya çeviriyoruz. Yolda alacağımız gerekli molalarımızın ardından Viyana`ya ulaşıyoruz.Viyana, Avusturya`nın başkenti ve en büyük şehri, aynı zamanda da imparatorluğun görkemli dönemlerinden kalmış mimari bir miras. Dev barok sarayları ve heybetli bulvarlarıyla kesinlikle nostaljik bir kraliyet havası yayan, Avrupa`nın en güzel şehirlerinden biri. Yüzyıllar boyunca Habsburg hanedanının yerleşim yeri olan kent, bu süre boyunca Avrupa`nın kültürel ve politik merkezlerinden biri haline geldi.Viyana kültürel etkinlikleri, görülecek yerleri, kafeleri, şaraphaneleri ve büyülü atmosferi ile tüm dünyada ün salmış bir yer.On dokuzuncu yüzyılın sonlarından 1938`e kadar, yüksek kültür ve modernizmin merkezi olarak kalan Viyana, bir dünya müzik başkenti olarak Brahms, Bruckner, Mahler ve Richard Strauss gibi bestecilere ev sahipliği yaptı. Engelbert Dollfuss sosyalist milisleri tarafından işgal edilerek 1934 Avusturya iç savaşını yaşayan kent, 1938`de Avusturya doğumlu Adolf Hitler Avusturya`ya girişiyle Heldenplatz`daki Neue Burg balkonundan Avusturyalılara Nasyonal Sosyalizmi dikte ettiği olaylara sahne oldu.Tüm bu tatsız gelişmeler nedeniyle İkinci Dünya Savaşı`nın sonuna dek başkent statüsünü kaybeden Viyana, 1945`te de Sovyetlerin Almanlara karşı Viyana Taarruzunu başlatarak şehri kuşatmasıyla sıkıntılı bir döneme daha girdi. İngiltere ve Amerika Birleşik Devletleri hava saldırılarında ulaşım ve altyapı sistemleri ağır hasar gören, su ve elektrik dağıtımı sekteye uğrayan, kamu binaları gibi ve pek çok yapının yıkılarak hasar gördüğü Viyana`da, şehrin düşmesi on bir günü buldu.Ardından Avusturya, Nazi Almanyası`ndan ayrılarak Viyana`yı yeniden cumhuriyetin başkenti ilan etti. 1955`e dek Amerika Birleşik Devletleri, Birleşik Krallık, Fransa ve SSCB orduları tarafından bölünmüşse de, 1955`te imzalanan Staatsvertrag sonrasında Sovyet askerleri Viyana`dan çekildi.Biz bu muhteşem şehri Schönbrunn Sarayı ile gezmeye başlıyoruz.Habsburg Hanedanlığı`nın 18. yüzyılda yazlık sarayı olarak kullandığı Schönbrunn Sarayı, Barok ve Rokoko sitlerindeki etkileyici mimarisi ile şehrin en önemli turistik duraklarından. Schönbrunn Park ve Bahçeleri ise kesinlikle kaçırılmaması gereken bir bölüm. UNESCO Dünya Mirası Listesine girmeyi başarmış bahçe de tam bir Barok tarzını yansıtıyor.Tarihte Mozart`ın konser verdiği ve günümüzde sanat galerisi olarak hizmet veren saray, bahçesinde ise bir hayvanat bahçesini barındırıyor. Sarayda ayrıca botanik bahçesi, labirent bölümü ve açık hava tiyatrosu da bulunuyor. Rehberimiz eşliğinde gezdikten sonra Bristol Hotel , Devlet Opera ve Binası , Maria Theresia Meydanı , Sanat Tarihi Müzesi , Doğa Tarihi Müzesi ve Viyana Üniversitesine ait yapıları görerek bol bol fotoğraf çekimlerimizi yaparak şehri geziyoruz. Akşam isteğe bağlı olarak dileyen misafirlerimizle Klasik Müzik konserine katılabilirler. Konaklama Event Hotel Pyramide ****vb. otelde
9 Gün: Viyana - Budapeşte - Belgrad - NişOtelimizde alacağımız kahvaltımızın ardından Budapeşte ve Belgrad yol güzegahlarını takip ederek ve gümrük işlemlerimizi tamamlayarak Niş`e ulaşıyoruz.Niş, Sırbistan`ın Belgrad ve Novi Sad`dan sonra üçüncü büyük şehri olup, Balkanlarda yer alan en eski yerleşim birimlerinden biridir ve tarih boyunca Doğu ve Batı arasında bir köprü görevi görmüştür. Aynı zamanda Konstantinopolis`in (İstanbul`un) kurucusu ve ilk Bizans Kralı olan Büyük Konstantin`in doğduğu şehirdir.Niş tarihi boyunca farklı isimlerle anılmış. Keltler döneminde "Navissos", Roma döneminde "Naissus", Bizans Döneminde "Nysos" ve ardından bölgedeki Slav hakimiyeti sırasında şehre "Niş" adı verilmiş. 15. yüzyılda Osmanlı tarafından fethedilip, 1878 Osmanlı-Sırbistan Savaşı sonrasında Sırbistan`a bağlanmış.Akşam saatlerinde ulaşacağımız Niş`de Osmanlı Hamamı , Bali Bey Cami , Kral Milan Anıtı ve Meydanını görüp fotoğraf çekimlerimizi yaptıkdan sonra alacağımız serbest zamanda akşam yemeğimizi aldıktan sonra konaklama için otelimize hareket ediyoruz. Konaklama Aleksander Hotel **** vb
10 Gün: Sofia - Kapıkule - Edirne - Çanakkale - İzmir - Aydın - KuşadasıOtelimizde alacağımız kahvaltımızın ardından Bulgaristan`nın başkenti Sofya`ya doğru devam ediyoruz.Uzun bir tarihe sahip Avrupa başkentlerinden Sofya, Bulgaristan`ın başkentidir. Sofya ülkenin 28 kentinden biridir. Bulgaristan`ın batısında yükselen başkent, Vitosha Dağı eteklerindeki, her tarafı dağlarla çevrili geniş Sofya Vadisi`nde yer alır. Şehrin içinden birkaç küçük nehir geçer. Ülkenin finans merkezi olan Sofya, Bulgaristan ekonomisinin kalbidir. Bulgaristan Ulusal Bankası ve Bulgaristan Borsası ülkenin en büyük kenti olan Sofya`dadır.II. Dünya Savaşı`ndan sonra yeniden inşa edilen Sofya, farklılıklar gösteren bir mimari yapıya sahiptir. Kentte Neo-Barok, Neo-Rönesans ve "Viyana Secession" dönemine ait mimari eserler yer alır. Çok sayıda müze ve eklektik mimari yapı Sofya`nın ihtişamlı görüntüsünü oluşturur.Kent merkezinde bulunan Sveta Nedelya Katedrali, kentin sembollerinden biridir. Duvarları süslemeli bu kilisenin muhteşem bir kubbesi vardır.Vasil Levski Bulvarı`nda yer alan Alexander Battenberg Mozalesi, kentte bulunan görkemli Neo-Barok yapılardandır.Eski Osmanlı hamamlarından birinin yanında yer alan Tsentralnata Banya (Merkez Hamamları), seramik mozaiklerle süslenmiş, renkli cepheleriyle dikkat çeker.Sofya`nın merkezinde bulunan Arkeoloji Müzesi, Bukuk Djami (Büyük Cami)`de sergilenen ve Sofya tarihini gözler önüne seren zengin bir koleksiyona sahiptir. Sergideki Roma ve Yunan parçalar ile ilgili, hem İngilizce hem de Bulgarca yazılı bilgiler bulunur. Boyana Residence`da yer alan Ulusal Tarih Müzesi, Cherni Vrah Bulvarı üzerindeki Earth and Man (Yeryüzü ve İnsan) Müzesi, Tsar Osvoboditel Bulvarı`nda yer alan Ulusal Tabiat Bilimleri Müzesi, Etnografya Müzesi ve Alexander Nevsky`nin altında yer alan Alexander Nevsky Crypt, Sofya`nın en önemli müzeleridir. Aracımızla ve yürüyerek yapacağımız turumuzda bilgilerimizi alıp fotoğraf çekimlerimizi yaptıkdan sonra Kapıkule sınır kapısına doğru ilerliyoruz. Gümrük işlemlerimizi tamamlayıp free shop alışverişlerimizi de yaptıkdan sonra Gelibolu`ya doğru hareket ediyoruz. Buradan feribotla Lapseki`ye geçerek Çanakkale - Edremit - İzmir - Söke yol güzergahını takip ederek ve yolda gerekli molalarımızı alarak Kuşadası`na ulaşıyoruz ve bir dahaki KUŞADASI TOURS seyahatinde buluşmak üzere iyi dileklerimizle ayrılıyoruz
İSTEĞE BAĞLI ORTA AVRUPA EĞLENCE PROGRAMLARI
İsteğe Bağlı Macar - Çigan Gecesi Turu (50 ?): Yemekli-Limitsiz Şarap İkramlı Macar-Çigan Gecesi; şehrin gerek mimarisi, gerekse dekorasyonu ile en otantik restoranlarından birinde gerçekleştirilmektedir. Meşhur Macar Gipsy Orkestrasının müzikleri eşliğinde, Macar mutfağının geleneksel tatlarından oluşan yemeğimizin ve geleneksel kıyafetlerle yapılacak Macar danslarının tadını çıkaracağımız programımız iki saat sürecektir.
İsteğe Bağlı, Tuna Nehri Tekne Turu (35 ?): Budapeşte, başarılı gece aydınlatması ile dünyanın önde gelen şehirlerindendir. Avrupa`nın en güzel nehir turlarının başında gösterilen Tuna Nehri Tekne Turumuz, muhteşem gece manzaraları ve ilgili anlatımlar eşliğinde, özel tekne ile ve bir içki/içecek servisiyle gerçekleştirilecektir. Bu keyifli turumuz 1 saat sürecektir.
İsteğe Bağlı, Ortaçağ Gecesi Turu(65 ?): Yemekli, Limitli İçkili, Show Programlı Ortaçağ Gecesi, Prag`ın 400 yıllık tarihi restoranında gerçekleştirilmektedir. Hem yemeğimizin hem de zengin görsel şovların tadını çıkaracağımız bu sürprizli gecede Dansçı Esir Kızlar masanızda size eşlik edebilir. Ateş Dansçıları, Dilenciler, Korsanlar yanınızdan geçebilir ve sizler de bu masalsı ortaçağ atmosferinde kaybolabilirsiniz. İki buçuk saat sürecek bu renkli geceyi kaçırmamanızı özellikle tavsiye ederiz.
İsteğe Bağlı, Vltava Nehri Tekne Turu (45 ?): Şehri tam ortasından ikiye bölen ve kente hayat veren kanallarıyla ünlü Vltava Nehri üzerinde yapacağımız açık büfe yemekli ve limitli içkili turumuzda, şehrin romantik gece aydınlatmalarıyla sunduğu muhteşem görüntüleri izliyor, Panama ve Süveyş Kanallarına benzeyen kanallardan geçerken teknemizin havuzlar içerisinde yükselme ve alçalmalarını deneyimliyoruz. Charles Köprüsü altından geçerken dilek tutulması turistik bir gelenek haline gelmiş olan turumuz iki saat sürecektir.