1 Gün: Kuşadası - Söke - Aydın - İzmir - Edremit - Lapseki - Edirne - KapıkuleAkşamüstü siz değerli misafirlerimizi Kuşadası Saydam Egemed Polikliniği önünden saat 17:00 de , Söke tren garı önünden de saat 17:30 da aldıktan sonra İzmir - Menemen - Ayvalık - Edremit - Çanakkale yol güzergahını takip ederek ve yolda gerekli molalarımızı alarak Lapseki`ye varıyoruz. Lapseki`de feribotumuza binerek yaklaşık 25 dakika sürecek olan deniz yolculuğumuzun ardından Gelibolu`ya ulaşıyoruz.Keşan - Edirne yol güzergahını takip ederek Kapıkule sınır kapısına geliyoruz. Burada gümrük kapı geçiş işlemlerimizi tamamladıktan sonra Bulgaristan sınırlarına girmiş bulunuyoruz.
2 Gün: Sofya - BelgradKapı geçişimizin ardından Sofya`ya doğru devam ediyoruz. Yolda alacağımız kahvaltı molamızın ardından varacağımız Bulgaristan`nın başkenti Sofya`da Sofya şehir turu esnasında ; St. Nedelya Kilisesi, Rotonda Kilisesi, Rus Kilisesi, Aya Sofya Kilisesi, Alexander Nevski Katedrali, Başbakanlık ve Parlamento Binaları , Sofya Üniversitesi, NDK Ulusal Kültür Sarayı görülecek yerler arasındadır. Şehir turu sonrası Belgrad`a doğru hareket ediyoruz.Sırbistan`nın başkenti Belgrad`da Belgrad şehir turumuza başlıyoruz. Panoramik şehir turumuz sırasında kentin günlük yaşamını, önemli binaları ve şehrin ortasında bilinçli bir şekilde bırakıldığı iddia edilen ve NATO tarafından bombalanmış içişleri bakanlığının binalarını görüyoruz. Turumuzun devamında otobüsümüzden inerek yapacağımız yürüyüş turunda da; Bayraklı Camisi, Belgrad Kalesi, Damat Ali Paşa Türbesi, Saat Kulesi, Sokollu Mehmet Paşa Çeşmesi, Askeri Müze, İstanbul Kapı, Zindan Kapı, Leopoldov Kapı, Stefan Lazarevic Anıtı, Nebojsa Kulesi, Kale Meydan, Saborna Kilisesi, Cumhuriyet Meydanı, Terazi Meydanı ve Taş Meydan görülecek yerlerdir. Şehrin kalbi olarak sayılan Knez Mihajlova Caddesi`nde yapacağımız yürüyüş ile şehir turumuzu tamamlıyoruz. Burada rehberimizin bildireceği toplanma saatine kadar verilecek serbest zaman içerisinde alışveriş yapabilir, caddedeki şık kafelerin tadını çıkarabilirsiniz.Daha sonra otobüsümüz ile buluşup otelimize doğru hareket ediyoruz.Dileyen misafirlerimiz Belgrad`ın hareketli gece hayatının tadını çıkarabilirler. Geceleme otelimizde.
3 Gün: Budapeşte - ViyanaSabah otelimizde alacağımız sabah kahvaltımızın ardından Macaristan`nın başkenti Budapeşte`ye hareket ediyoruz.Birbirinden ihtişamlı yapıları ile bizleri büyüleyecek olan Macaristan`ın başkenti Budapeşte, Avrupa`nın en güzel şehirlerinden biri. Tuna Nehri kıyısında yer alan şehir, yaklaşık bir asır boyunca Türk hakimiyetinde kalmış, 19. yüzyılda ise Avusturya-Macaristan İmparatorluğu`nun iki başkentinden biri olmuş. Zengin bir tarihi geçmişe sahip olan şehir, 1873 yılında Buda ve Peşte yakalarının birleşmesiyle Budapeşte ismini almış. Gotik, Rönesans ve Barok tarzındaki yapılarıyla dikkat çekmekte.Yaklaşık 4 saatlik yolculuğumuzun ardından ( 378 km ) varacağımız Budapeşte de Kahramanlar Meydanı, Andrassy Caddesi, Opera, Parlamento, Zincirli Köprü, Buda Kalesi, Mathias Kilisesi, Elizabeth Köprüsü gezilerimizin ardından alacağımız serbest zamanda alacağımız öğle yemeğimizin ardından Avusturya`nın başkenti Viyana`ya hareket ediyoruz. Avusturya`nın başkenti olan Viyana, görkemli yapıları,yemyeşil alanları ve nefis lezzetleriyle herkesin kalbini çalan bir yer. Yüzyıllar boyu Habsburg Hanedanlığı`na ev sahipliği yapan şehir, Avrupa`nın kültürel ve ticari merkezlerinden biri. 414,89 kilometrekarelik yüzölçümüyle ülkenin en küçük eyaleti olan Viyana, 1.705.000 kişilik nüfusuyla oldukça kalabalık bir kent. Valsin ve sanatın başkenti Viyana, zamanında Amadeus Mozart, Ludwig van Beethoven, Joseph Haydn, Franz Schubert gibi önemli müzisyenlere ev sahipliği yapmış. Değerli sanatçılara ilham kaynağı olan bu büyülü şehrin birbirinden güzel sarayları, müzeleri ve caddeleri keşfedilmeye değer. yaklaşık 3 saat sürecek ( 250 km ) yolculuğumuzun ardından akşamüstü saatlerinde varacağımız Viyana `da hemen şehir turumuza başlıyoruz. Opera Binası, Sanat Tarihi Müzesi, Parlamento Binası, Belediye Binası, Hof Theatre, Üniversite, Votiv Kilisesi, Maria Teresa Meydanı ...gezilerimizi tamamladıkdan sonra 7. kez dünyanın en yaşanabilir şehri seçilen Viyana`nın gündüzünü ve muhteşem gecesini de gezdikten sonra serbest zamanda alacağımız akşam yemeği molamızın ardından konaklama için otelimize hareket ediyoruz.
4 Gün: PragSabah otelimizde alacağımız sabah kahvaltının ardından Çek Cumhuriyetinin başkenti olan Prag`a hareket ediyoruz.Çek Cumhuriyeti`nin başkenti olan Prag, aynı zamanda ülkenin en büyük şehridir. Geçmişte ise burası Çekoslavakya`nın başkenti idi. Prag, insanlar tarafından dünyanın en güzel kentlerinden biri olarak görülüyor. Bu nedenle de her yıl çok fazla sayıda turisti ağırlıyor. Şehir, Altın Şehir, Masal Şehri, Avrupa`nın Kalbi, Doksanların Sol Bankası ve Şehirlerin Anası adlarıyla da anılıyor. Prag`ın tarihi açısından en güzel yanı, II. Dünya Savaşı`nda zarar görmemiş olması. Bu nedenle de günümüzde tarihi pek çok yapısı ilk günkü güzelliğiyle duruyor.Çek Cumhuriyeti`nin kuşkusuz en güzel ve en çok turist çeken şehri olan Prag, aslında tüm Orta Avrupa`nın en güzel şehirlerinden. Prag, muhteşem tarihi ve muhteşem tarihinin bugün hala dimdik ayakta duruşuyla biliniyor. Bu nedenle de Prag`da gezilecek yerler bir hayli fazla. Şehrin tam ortasından Vltava Nehri geçiyor ve bu hali şehri çok daha çekici kılıyor. Çek Cumhuriyeti Prag gezilecek yerler arasında birbirinden güzel kanalları, mistik yapısı, eşsiz köprüleri, Ortaçağ`dan kalma yapıları ve mimari şaheserleri yer alıyor. Yaklaşık 4 saat sürecek ( 340 km.) olan yolcuğumuzun ardından Prag`a varıyoruz.Çek Cumhuriyeti`nin 1993`ten beri kat ettiği mesafe gerçekten takdire şayan. Kontes Libuse, Prag için "Görkemi yıldızlara ulaşacak büyük bir şehir görüyorum" demiş. `Köprüler Şehri` de denilen bu büyülü kentin tarihi MÖ 4000`li yıllara dayanıyor. Karlova Caddesi, Başbakanlık Binası, Charles Köprüsü, Eski Şehir Meydanı, Astrolojik Saat, Paris Caddesi, Mustek Meydanı ve Vaslavske Bulvarı gezeceğim yerler arasında. Alacağımız serbest zamanda Prag sokaklarında dolaşarak , alışverişlerimizi yaparak geçireceğimiz keyifli saatlerin ardından akşam saatlerinde konaklama için otelimize yerleşiyoruz.
Dileyen misafirlerimiz akşam extra düzenlenecek olan yemekli Ortaçağ Gecesine katılabilirler ( 45 euro )
5 Gün: Karlo Vary - KölnSabah otelimizde alacağımız sabah kahvaltısının ardından yaklaşık 2 saatlik ( 120 km ) bir yolculuğun ardından Karlo Vary`ye varıyoruz. Bir kent düşünün; binaların yarısından fazlası otel. Geriye kalanların önemli bir kısmı da kafe ve restoran. Karlovy Vary, küçük bir kent olmasına rağmen Çek Cumhuriyeti`nin en önemli turizm merkezlerinden biri. Efsaneye göre kaplıcalar, 1350`de IV. Karl`ın av köpeklerinden birinin bir sıcak su pınarına düşmesiyle keşfedilmiş. 16. yüzyılda da 200`ün üzerinde kaplıca inşa edilmiş. 1800-1920 yıllarında zengin aristokratların Karlovy Vary`i keşfetmesiyle popüler hale gelen kent, art nouveau stilde evler, parklar, tiyatrolar ve otellerle donatılmış.Hâlâ ortaçağın kent dokusu hâkim. Kent ayrıca porselenleri, Moser cam işleri, film festivali ve Becherovka adlı ağrılara iyi geldiği rivayet edilen tarçınlı likörüyle ünlü. Kentin ortasından Hluboka Nehri geçiyor. Nehrin iki yakası küçük köprülerle bağlanıyor.Yürüyerek gezeceğimiz Karlo Vary de muhteşem fotoğraflar çektikden ve kahvelerimizi içtikden sonra KÖLN`e hareket ediyoruz.Yaklaşık 6 saatte ( 555 km ) varacağımız Köln de şehir turumuza başlıyoruz. Akşamüstü varacağımız Köln de hem gündüz , hemde gece ihtişamını yakalama fırsatını bulacağız. İlk durağımız, yukarıda da bahsettiğimiz Köln Katedrali olacak. 1248 yılında inşa edilen Köln Katedrali, Avrupa`daki en büyük ve en eski ibadethanelerden biri sayılıyor. Gotik mimari stilinin en görkemli örneklerden biri olarak kabul edilen Köln Katedrali, toplam altı dönümlük bir alanı kapsıyor. İçerisindeki altın kaplama odalar ve kralların mozoleleri, Ortaçağ`ın tüm görkemini birebir yansıtıyor. 500 basamağı tırmanmayı göze alırsanız, katedralin kulelerinden şehri 360 derece görebilmeniz de mümkün oluyor.Old Town (Eski Şehir) ziyareti yaparak başlıyoruz. Neredeyse yüz yıllardır hiçbir değişikliğe uğramamış olan bölgede, sayısız müze ve kilise bulunuyor. Tavsiyemiz, alışverişinizi de burada yapmanız.Şehir turumuzu tamamldıkdan sonra konaklama için otelimize hareket ediyoruz
6 Gün: AmsterdamSabah otelimizde alacağımız sabah kahvaltımızın ardından Amsterdam:a doğru hareket ediyoruz. Yaklaşık 3 saatlik ( 275 km ) bir yolculuğumuzun ardından Özgürlükler şehrine hoş geldiniz.Hollanda`nın başkenti olan Amsterdam ülkenin en popüler turistik kentlerinden .Avrupa`nın en fazla ziyaret edilen şehirlerinin başında gelen Amsterdam "Özgürlükler Şehri" olarak biliniyor. Kanallar üzerine kurulmuş olan şehirde birbirinden güzel tarihi binalar arasında fotoğraf turuna çıkabilir, müzeleri gezebilir, sınırsız gece hayatının tadını çıkarabilirsiniz.Amsterdam ilk başlarda ``Amstel`` adlı küçük bir köydü. Daha sonraları ise köye kurulan su bendi anlamına gelen ``Dam`` ile zamanla Amsterdam adını almıştır. Amsterdam`ın en ünlü meydanının adıda ``Dam Meydanı`` dır. Her yıl milyonlarca gezgin Avrupa`nın bu eğlence dolu şehrini görmek için Amsterdam`a akın ediyor.Bir milyondan fazla nüfusu olan şehir, Hollanda`nın finans, kültür, sanat, turizm merkezidir. "Kuzeyin Venedik`i" olarak da adlandırılan Amsterdam bu yakıştırmayı şehirde yer alan 1500`den fazla köprüye ve şehrin mimarisine borçludur. Kanalları, bisikletleri, parkları ile farklı bir atmosfere sahip olan bu Avrupa kenti özellikle son zamanlarda popüler bir turizm merkezi olmuştur.Turumuzda Dam Meydanı, Kraliyet Sarayı, Çiçek Pazarı, Kırmızı Fener Sokağı, elmas fabrikası görülecek yerler arasındadır. Tur sonrası alacağımız serbest zamanda dileyen misafirlerimiz extra kanal turuna katılabilirler. Serbest zamanın ardından konaklama Amsterdam
7 Gün: Brugge - Bruksel - ParisSabah otelimizde alacağımız kahvaltımızın ardından Brugge `e doğru hareket ediyoruz.Avrupanın hatta dünyanın en romantik şehirlerinden birisi olan Brugge e yaklaşık 3 saatlik ( 260 km ) lik bir yolculuğun ardından varıyoruz.Kuzey Denizi`ne kıyısı olan bu şehir, Belçika`nın kuzeybatısında bir liman şehri. Aynı zamanda Flaman Bölgesi`nin de başşehri. Şehrin nüfusu 116.000 civarında. Ne öyle çok büyük ne de küçük aslında.Orta Çağ`dan gelen tüm özelliğini muhafaza etmesiyle ünlenmiş Brugge "köprüler" anlamına geliyor ve Belçika`nın en çok ziyaret edilen şehri unvanını elinde bulunduruyor. Kanallarla çevrelenen tarihi şehir merkezi aynı zamanda UNESCO Dünya Mirası listesinde yer alıyor.Tüm bu güzellikleri rehberimiz eşliğinde keşfettikten sonra Brüksel`e doğru hareket ediyoruz. Yaklaşık 1.5 saat ( 100 km ) sürecek yolculuğumuzun ardından Belçika`nın başkenti Brüksel`e varıyoruz. Belçika`nın başkenti olan bu küçük ve kozmopolit şehir, aynı zamanda Avrupa Birliği ve NATO`nun da merkezi! Bu özelliği nedeniyle turistik yanından çok siyasi ve ekonomik önemi ile biliniyor.1.2 milyonluk merkez nüfusu ile Belçika`nın bu en büyük şehrinde yaşayanların neredeyse üçte biri başka ülkelerden gelip buraya yerleşmiş. Türk sayısı da oldukça fazla.Tarihi binaları, meydanları, parkları, müzeleri, deniz ürünleri yemekleri, alışveriş imkânları ile hoşça vakit geçirebileceğiniz Brüksel`in bir zamanlar bataklık olduğuna inanamayacaksınız.
Dantelleri, çikolatası, birası ve midyesi ile ünlü bir şehir!
Aracımızla rehberimiz eşliğinde şehir turuna başlıyoruz. Brüksel`in simge yapısı "Atomium", şehrin en hareketli meydanı Grand Palace, Brüksel Borsası ve meşhur çikolata mağazaları göreceğimiz yerler arasında. Şehir turu sonrası alacağımız serbest zamanda çikolata alışverişlerimizi yaptıkdan sonra Fransa`nın başkenti Paris`e doğru yola çıkıyoruz.Yaklaşık 4 saat ( 340 km ) sürecek olan yolculuğumuzun ardından direkt otelimize gidiyoruz
8 Gün: ParisBugün aynı oteldeyiz akşam yine. O nedenle valizlerimizi almadan kahvaltı salonuna iniyoruz ve valizlerimizi almadan otobüsümüzü kullanmadan , yerel araçlarla Paris turumuza başlıyoruz
Fransa`nın başkenti Paris, turistlerin her yıl ziyaret ettiği dünyanın en popüler şehirlerinden biri. Seine Nehri`nin yanına kurulu bu büyülü şehir, "Işıklar Şehri" olarak da biliniyor. Sebebi ise, gece olduğunda şehrin ışıklarının yarattığı o harikulade görüntü. Bu tutkulu şehir çiçeklerle donatılmış parkları, göz kamaştırıcı mimarisi ve heyecanlı atmosferiyle pek çok kişi tarafından dünyanın en güzel şehri olarak kabul ediliyor. Sizce belki öyle olmasa dahi akıllarda iz bırakan bir şehir olduğu kesin.Elbette Paris denince akla gelen bir diğer şey de romantizm. Şehir hep böyle pazarlandı ve akıllara da öyle yerleşti. Şanzelize Bulvarı çiftlerin el ele gezdikleri, romantizmin doruğa ulaştığı bir yer adeta.Bizde Paris turumuzda gecesi ve gündüzü ile Paris`i doya doya gezmeye başlayacağız..Ressamlar Tepesi, Eyfel kulesi, Seinne Nehri,Champ Elysse Bulvarı, Concorde Meydanı gezisi.Louvre Müzesi ( extra ),Seinne Nehri Turu ( extra ) , Eyfel Kulesi çıkış ( extra )Trocadero Meydanı ve Pakından Akşam Işıklandırılmış Eyfel Kulesi manzarası ve otele dönüş.
Seine nehrinde tekne turu ve Eyfel Kulesinin 2. katına çıkıp şehrin doyumsuz manzarasını izleme turu ( 40 euro )
9 Gün: Limoges - BarcelonaBugün otelimizden valizlerimiz ile ayrılıyoruz. Bugün uzun bir yolumuz var. O nedenle kahvaltımızı kuvvetli yapmalıyız. Otelimizde alacağımız kahvaltı molamızın ardından Fransa`nın başka bir şehri Limoges a doğru hareket ediyoruz. Yaklaşık 4 saat ( 410 km ) sürecek yolculuğumuzun ardından Fransa`nın güney batısındaki Limoges`a ulaşıyoruz.Limoges, Fransa`nın en sıcak şehridir. XIX. Yüzyılın porselen ve seramik eşyalarıyla, temelleri metallerin denizleriyle (emaye) birleştirilmiş kaplamalı malların yapımında bulunan görkemli yerel uygulamalı sanat eserleri ve konyak yapmak için kullanılan meşe fıçıları ile ünlüdür. .Başlangıçta Limoges henüz Romalılar tarafından M.Ö. X yüzyılda kuruldu. Şehrin dini putperestlikti, ama sürekli olarak Limoges Saint Martin tarafından Hıristiyanlığa çevrildi. Bu işlem MS 250`de sona ermiştir. XIII. Yüzyılın başlarında Limoges, merkezi bir kısmı Saint Etienne köprüsünün birleştirdiği iki koruyucu tesisten oluşan büyük bir şehirdi. Tesisin bir parçası şehrin kendisi idi. Duvarlarla çevrili ve Viyana Nehri boyunca inşa edilmiş. Koruyucu tesisin ikinci kısmı, XI. Yüzyılda bu yerde kurulan manastırın kalesiydi.Şehrin göze çarpan mimari mekanları arasında, Belediye Binası`nın güzel binasına dikkat çekiyor. Eklektik bir tarzda muhteşem bir anıt. Bu görkemli bina 1883 yılında tamamen inşa edilmiştir. Belediye binasının kulesi 43 metre yüksekliğindedir. Loire Irmağı`nın bir kolu olan Vienne Irmağı kıyısındadır. On binlerce işçinin çalıştığı porselen sanayiinin ürünleri dünyaca ünlüdür.Burada alacağımız serbest zamanda öğle yemeğimizi yedikten sonra porselen alışverişlerimizi de yapıp Barcelona`ya devam ediyoruz.Yaklaşık 7 saat ( 700 km ) sürecek yolculuğumuzun ardından Barcelona`da otelimize yerleşiyoruz .
10 Gün: BarselonaDünkü yorucu günümüzün ardından bugün keyifli bir gün bekliyor bizi. Yine valizlerimizi hazırlamadan kahvaltı salonumuza iniyoruz. Çünkü bu akşamda aynı otelimizdeyiz. Kahvaltımızı yaptıkdan Barcelona`yı keşfetmeye çıkıyoruz.Şimdi gelelim biraz şehir ile alakalı tarihsel, kültürel bilgiler vermeye. Katalonya özerk bölgesinin başkenti olan Barselona, Madrid`ten sonra İspanya`nın en büyük ikinci şehri konumda. Şehir ününü Yeni Sanat akımına yön veren ünlü sanatçı Gaudi`ye borçlu desek yalan söylemiş olmayız. Gaudi ve Cerdà şehri tamamen baştan tasarlamış ve o ünlü ızgara şeklindeki tasarımına kavuşturmuş bunu yaparken de etrafa harika sanat eseri diyebileceğimiz binalar inşa etmiş.Barselona`nın şehir planlaması ise insanları hayrete düşürüyor..Barcelona, Akdeniz coğrafyasının en meşhur kentlerinden biri olmayı başarmış durumda. Kültür ve ekonominin yanı sıra turizm açısından da İspanya`nın olduğu kadar Akdeniz`in de en önemli kentlerinden biri Barcelona çağlar boyu İber Akdeniz coğrafyasının en önemli limanlarından biri olmayı başarmıştır. Günümüzde Katalan özerk bölgesinin başkenti olan Barcelona, geçmişte aynı adlı krallığın da yönetim merkezi konumundaydı. Günümüzde mimarisi, yaşam tarzı, müzeleri ve eğlence hayatıyla dikkat çeken kent bugün bizi de büyülecek.Turumuz esnasında; Marina, Colombus Sokağı, Ünlü Batllo Evi ve Mila ev yapıları, La Sagrada Familia, Olimpiyat Stadı, Eski Boğa Güreş Arenası, Sant Jordi Spor Salonu, İspanya ve Catalunya Meydanı, La Ramblas Caddesi ve Calatrava Kulesi görülecek yerlerdendir. Akşam konaklama aynı otelimizde
11 Gün: Marsilya - Cannes - Monaco - NiceSabah erken saatlerde otelimizde alacağımız kahvaltı sonrası valizlerimizi de alarak Marsilya`ya yani tekrar Fransa sınırlarına doğru yolculuğumuza başlıyoruz.Yaklaşık 5.5 saatlik ( 520 km ) yolculuğumuzun ardından Herhangi bir Fransız şehrinden çok farklı Marsilya. Deniz kokan merdivenli daracık sokakları, kozmopolit yapısı ve tarihi limanıyla çok farklı tatlar sunuyor konuklarına...Fransa`nın güneyinde Akdeniz`in en büyük limanına sahip olan Marsilya, Paris`ten sonra ülkenin en büyük ikinci şehri. Bir milyonun altındaki nüfusu kozmopolit özellik gösterir. Marsilya 60 kilometreye yakın kıyı şeridine sahiptir. Şehir 2600 yıl önce Foça`dan giden Yunan kolonileri tarafından kurulmuş, Fransa`nın en eski şehridir. Yürüyerek Marsilya`yı keşfetmek için eski liman; Vieux-Port dan başlayarak La Canebiere caddesi, Cathedral La Major, Notre-Dame-de-la-garde bazilikası gibi pek çok önemli tarihi yapıyı görüyoruz. Bu keyifli şehirden çok zor ayrılıyoruz ve başka bir sahil kentine doğru hareket ediyoruz ve Cannes`da kırmızı halı üzerinde fotoğraf çekimlerimizi yaptıkdan sahilde keyifli bir yürüyüşün ardından Lüks ve ihtişamı yaşamaya Monako`ya gidiyoruz.Monako, Fransa`nın Akdeniz kıyısında yer alan bir devlet. Kara sınırları üç taraftan Fransa ile çevrili olan ülke, Vatikan`dan sonra dünyadaki ikinci en küçük bağımsız devlet olarak biliniyor.Batı Avrupa`da Akdeniz kıyısında yer alan Monako gösterişli kumarhaneleri, yat limanları ve her yıl düzenlenen ünlü Grand Prix Formula yarışlarıyla tanınıyor. Yılda 1,5 milyon turisti ağırlayan ülke dünyanın en güvenilir yerleri arasında.Ülkenin adının Eski Yunanca tek ev anlamına gelen Monoikos`dan geldiği düşülüyor. Bunun nedeni de bölge halkının çoğunlukla müstakil evlerde yaşaması.Monako gezimizin ardından Nice`e dönüyoruz.Fransa`nın güney doğusunda İtalyasınırı yakınlarında yer alan Nice özellikle yaz aylarında Avrupa başta olmak üzere tüm dünyadan turist akınına uğrayan bir şehir oluyor. Fransa`nın Cote d`Azur bölgesinin en gözde şehri Nice de akşam saatlerinde sahilde aracımızla gezdikten konaklama için otelimize yerleşiyoruz
12 Gün: Milano - Garda Gölü - VeronaSabah otelimizde alacağımız kahvaltımızın ardından Milano`ya doğru hareket ediyoruz.Yaklaşık 4 saatlik ( 300 km ) lik yolculuğumuzun ardından her köşesinden tasarım fışkıran MİLANO`ya ulaşıyoruz .Milano, Avrupa`nın en şık şehirlerinden biri. Lombardiya bölgesinde bulunan bu moda ve tasarım merkezi Roma`dan sonra İtalya`nın en kalabalık şehri. Şehrin ekonomisi otomotiv ve moda sektöründe önemli gelirlere sahip. Özellikle moda alanında dünyada söz sahibi olan merkezlerden biri. Dünyaca ünlü moda markalarının çıkış noktası olan Milano`da sekterön en önemli buluşmaları gerçekleştirilmekte. Mobilya tasarım alanında da zirve şehirlerden biri..Milano`ya kadar gelip de Duomo Katedrali`ni görmemek olmaz. Bu muazzam katedral İtalya`da Vatikan`daki Aziz Petrus Bazilikası`ndan sonra en büyük ikinci katedral. Avrupa`da ise Londra`daki Aziz Paulus ve Sevilla Katedralleri`nden sonra dördüncü büyük katedral konumunda. Bu dev katedralin yapımı tam 519 yıl sürmüş. (Evet yanlış okumadınız. Tam 519 yıl) İnşaatına 1386 yılında başlanmış ve ancak 1905 yılında bitirebilmişler. Bu muazzam Katedrali gezip fotoğraf çekimlerimizi yaptıkdan sonra Milona sokaklarında alacağımız serbest zamanda kahve ve yemek keyfi yaptıkdan sonra Garda Gölü`ne doğru hareket ediyoruz.Yaklaşık 2 saatlik ( 140 km ) bir yolculuğun ardından İtalya`da saklı cennet:olan Garda Gölüne varıyoruz. Kuzey İtalya`da Venedik ve Milano kentleri arasında kalan Garda Gölü, buzullar tarafından şekillendirilen Alp dağlarıyla birlikte oluşmuş bir buzul gölü.Göl kenarındaki bu eski kentte surlar içinde dar sokaklarda gezinerek geçireceğimiz keyifli saatlerin ardından Verona bölgesindeki otelimize giderek konaklıyoruz
13 Gün: Venedik - LubjanaOtelimizde alacağımız sabah kahvaltısının ardından Venedik`e doğru hareket ediyoruz.Yaklaşık 1.5 saat süre ( 110 km ) lik yolumuzun ardından Venedik`e ulaşıyoruz.
`Denizin Gelini` olarak anılan Venedik şehrinin denizle ilişkisini yerli halka sorduğunuzda bu eşsiz hikâyeyi anlatırlar size:
Hz. İsa`nın göğe çıkışının her yıldönümünde şehrin dükü Venedik`te yaşayan soylu aileleriyle birlikte kadırgasına binip, Lido tarafından denize açılarak Venedik`in denizle özel bağının sembolü olan altın yüzüğü Adriyatik`in sularına atar ve Venedik Cumhuriyeti`nin denizle evliliğini teyit edermiş. Bu muhteşemliğin diğer bir adı ise İtalyancada `La Sensa`. Yani "Gerçek ve sonsuz hâkimiyet adına, biz seninle evlendik ey deniz".
Venedik şehri, akarsuların taşıdığı alüvyonların birikmesiyle oluşan adacıklar üzerine kurulu. Şehirdeki yapılar ise ağaç kazıklar üzerine inşa edilmiş. Ağaç kazıklar binaların taşıma gücünü sağlamak amacıyla lagünün alt katmanı olan `Caranto` dediğimiz sıkışmış kil tabakasına ulaşacak şekilde yaklaşık sekiz metre kadar çakılıp ve sıkıca birbirine bağlanırmış.San Marco meydanı , Rialto Köprüsü ve adaları biribirine bağlayan birçok köprü..Defalarca geçeceğimiz bu köprülerden yapacağımız keyifli gezimizin ardından dileyen misafirlerimiz gondol sefası yapabilirler ( extra ). Venedik turumuzu tamamladıktan sonra Slovenya`nın başkenti Lubyana`ya doğru devam ediyoruz. Yaklaşık 3 saat ( 220 km ) sürecek olan yolculuğumuzun ardından Lubyana`ya varıyoruz.Slovenya`nın başkenti ve en büyük şehri Lübyana, küçük ve kısa sürede gezilebilecek bir şehirdir. Slovenya`nın tarihi oldukça eskidir. Araştırmalar Slovenya topraklarında 250.000 yıl önce ilk insanların yaşadığını belirlemiş. Bölgedeki bir mağaradan ise 55.000 yıl öncesine ait dünyanın en eski flütü çıkarılmış. Eski ve yeni kent olarak iki bölümden oluşan, Avrupa`nın büyüleyici güzelliğe sahip şehirlerinden biridir. Save ve Lübyanika nehirleri üzerinde kurulu olan bu küçük şehir, Alpler ve Akdeniz arasında Slovenya`nın tam merkezinde yer almaktadır. Kültüre çok önem verilen bu küçük kentte kütüphane, tiyatro ve sanat galerisi gibi mekanlar oldukça fazladır. Özellikle nehir kenarında pazar günleri kurulan antika pazarı keyif verici. Gece hayatıysa gayet canlı. Restoran ve barlar çok popüler. Çok sayıda da rock ve jazz müzik yapan barlar bulunur. Yaz aylarında nehir kenarlarındaki kafeler geç saatlere kadar açıktır. Lübyana`da tiyatrolar, sinemalar, kumarhaneler ve gece kulüpleri açısından seçenekler oldukça fazladır. Giderek artan turist miktarının yanı sıra büyük bir öğrenci nüfusuna da sahip bu küçük şehir yine de nüfusun çok az olmasından dolayı diğer bir çok Avrupa şehrine kıyasla oldukça durgun bir yaşama sahip.2016 European Green Capital (Avrupa Yeşil Başkenti) ödülüne sahip Lübyana, yeşilliği ve doğal alanları ile öne çıkar. Şehrin ismi Lubliyana olarak telaffuz edilebilir. Ljubljana Nehri üzerinde tekne turlarına katılıp ( extra ) şık köprülerin altından geçerek şehri tanımak ayrı bir keyiflidir. Yapacağımız panaromik şehir turumuzun ardından konaklama için otelimize yerleşiyoruz.
14 Gün: Zagreb - BelgradOtelimizde alacağımız sabah kahvaltımızın ardından Hırvatistan`nın başkenti olan Zagreb`e hareket ediyoruz.Yaklaşık 2 saatlik ( 140 km ) yolumuzun ardından tarihte iki farklı kentin kanlı savaşlarının ardından birleşmesiyle ortaya çıkan bir yerleşim. Hırvatistan`ın başkenti olan Zagreb, aynı zamanda da ülkenin en büyük kenti.Zagreb`den ilk defa 11. yüzyıl kaynaklarında bahsedilmekte. Ancak bölgede 1. yüzyıldan kalma yerleşimlere rastlanmıştır. Zagreb, aslında Kaptol ve Gradec adlı iki farklı kentin birleşmesiyle meydana gelen bir kent. Bu açıdan Budapeşte`ye de benzetmek mümkün. Zagreb, ülkenin yönetim açısından olduğu kadar kültür, sanat ve ekonomi bakımından da en önemli kenti. Ünlü Dalmaçya kıyılarına gelen turistler kadar olmasa da burası da her yıl özellikle Avrupalı turistler tarafından ziyaret ediliyor. Gornji Grad (Yukarı Şehir), Tkalçiçeva, Jelaçiç Meydanı, St. Mark Katedrali, Ulusal Hırvat Müzesi, Glavni Kolodvor ve Maksimir Parkı gibi yerler göreceğimiz noktalar. Burada alacağımız serbest zamanın ardından konaklama için yönümüzü tekrar Belgrad`a çeviriyoruz. Yaklaşık 4 saat sürecek (390 km ) yolculuğumuzun ardından akşam yemeği molamızdan sonra konaklama için otelimize yerleşiyoruz
15 Gün: Filibe - Kapıkule - Türkiye
Otelde alacağımız kahvaltı molamızın ardından yaklaşık 6 saat ( 535 km ) lik keyifli molalarla sürecek olan yolculuğumuzun ardından Bulgaristan`ın zengin tarihinin önemli bir tanığı olan Filibe, ülkenin kültür başkentine varıyoruz. 7asırlık geçmişe sahip olan şehir, Osmanlı döneminde de Doğu Rumeli`nin merkeziydi.Bulgaristan`ın ikinci büyük şehri olan Filibe, Osmanlı`dan kalan yapıları ile Roma ve Bizans kalıntılarıyla ülkenin kültür sanat başkenti...1390`da Osmanlı topraklarına katılan ve bu dönemde tam bir Türk şehri karakterine bürünen Filibe`de sayısız Osmanlı eseri bulunuyor. 15. yüzyılın ilk yarısında, Anadolu`dan getirilen Türk ailelerin kente yerleşmesi ile Filibe, Rumeli Beylerbeyi`nin merkezi olmuştu. Rehberimiz eşliğinde tarih kokan bu kenti hep beraber gezdikten ve öğle yemeğimizi de aldıktan sonra yönümüzü Kapıkule`ye çeviriyoruz.Yaklaşık 2 saatlik ( 160 km ) yolculuğumuzun ardından Kapıkule sınır kapısına gelerek geçiş işlemlerimizi tamamladıktan sonra Edirne - Keşan - Gelibolu güzergahını takip ederek Gelibolu`dan yaklaşık 25 dakikalık feribot yolculuğumuzun ardından Lapseki`ye ulaşıyoruz. Molalarımızla devam edecek olan yolculuğumuz Çanakkale - Ayvacık - Edremit - İzmir yol güzergahını takip ederek akşam saatlerinde Kuşadası`na ulaşıyoruz ve bir dahaki KUŞADASI TOURS seyahatinde buluşmak üzere iyi dileklerimizle ayrılıyoruz.